Ülkenin dört bir yanından festival, konser, sergi, tiyatro, gösteri  vb. sanat ve kültür faaliyetlerinin engellendiğine dair haberler geliyor. Seçimlerden önce de tek tük oluyordu ama şimdi organize bir  şekilde, bildiri yayınlayıp bir yandan iktidara selam çakıyor,diğer yandan  partili belediyelere ‘ayağını denk al’ mesajı veriliyor. 

Amaç belli, laik sistemi tamamen yerle bir etmek, yaşama dair kalan bir kaç güzelliği; sanatı, müziği hayatımızdan tamamen çekip almak. Kendi yaşam biçimlerini,  karanlık bağnaz kafalarını ülkeye dayatmak. Gülmeyi, mutlu olmayı unutan, umutlarını yitirmiş gençliğe  bir konseri bile çok gören bir zihniyetle baş başa kaldık. 

İzmir, görece olarak bu ağır bağnaz baskıya pabuç bırakmayan, yaşam şekline karışılmasına izin vermeyen bir yapıya sahiptir. Konserler, tiyatrolar, gösteriler… hiç bitmez.  O nedenle bu iktidar döneminde çok sevdiğim İzmir için ‘kurtarılmış bölge’ demişimdir. 

Ne var ki, iktidarın baskısı her geçen gün artarken, muhalefetin zayıflaması artık beni İzmir için bile endişelendiriyor. İzmir, ‘AKP olmasın’ diye CHP’ye oy verir; yoksa bu partinin ne kalesidir, ne de vazgeçilmezidir!.. Şunu biliyor ve görüyorum ki İzmir seçmeni öfkeli, bu kez önüne konan hazır yemeği yemek için o kadar hevesli olmayacaktır. CHP, artık İzmir’i de ‘çantada keklik’ sanmasın. 

Her yerde böyle ama İzmirli seçmen öfkeli ve oy verdiği partiye artık mesafeli. Yerel seçimlere kadar, CHP’nin seçmeniyle barışması ve ikna etmesi gerekiyor ancak ne yazık ki böyle bir çaba da görülmüyor. Bırakın seçmeniyle barışmayı milletvekillerine neredeyse ‘basına konuşma yasağı’ getirmeye kadar işi vardırmışa benziyorlar. Neymiş, röportajlar yayın öncesi kontrol edilecekmiş!.. Topluca cinnet hali, delirmişler! Seslerini duyurabildikleri üç beş mecra var, bunları da kaybetsinler; kendi kendilerine konuşup röportaj versinler!..

Parti örgütleri ve tabanı bu saçmalıkların ne kadar farkında bilemeyiz, onlar mahallede bildik usullerle delege seçmeye devam ediyor. Sonrası ilçe seçimleri!.. Seçime ne kadar kaldı 7 ay, il kongreleri ve kurultay yetişir mi; mümkün değil yetişmez. 

Genel başkanın seçimlere altı ay kala, kongre sürecini durdurma yetkisi var, kesin bu uygulanacaktır. Yani süreç yarıda kalacak, Genel Başkan yerinde kalacak, İmamoğlu İstanbul’a aday gösterilecek. Bu kez kazanabilir mi, arkasında hem CHP hem diğer partilerin desteği aynı oranda bulur mu; orası meçhul.  

Ama kazansa da kaybetse de, Kılıçdaroğlu; bu hamlesiyle İmamoğlu’nu genel başkanlık iddiasından uzaklaştırmış olacak. Yerel seçim sonrası kendi kurultayını rahatça yapabilecek!.. Seçimden büyük şehirleri kaybetmiş bir genel başkan olarak çıksa bile, yine ‘yüzde 48 bizimle’ diye bir başarı öyküsü yazmaya kalkabilir!..