Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi bu yıl ‘Avrupa Ödülü’ne İzmir’i layık gördü.
İzmir; uygarlıkla yoğrulan dokusuyla, yaşam biçimiyle, geniş ufkuyla ve demokratik değerleriyle pencereleri Batı’ya, Avrupa’ya açık bir kentimizdir.
İzmir; ülkemizin işgalden kurtuluşunda, Cumhuriyetimizin Kuruluşunda ve İzmir İktisat Kongresi’yle Atatürk’ün önderliğinde ekonomik atılımlarımızın da öncüsü olmuştur.
İzmir; aynı zamanda yerel demokrasi, yerelde kalkınma modeli ve halkının ‘bilinç’ düzeyiyle de Avrupa’yla ‘doku uyuşması’ içinde özdeşleşmiş bir kentimizdir.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yoğun çabasıyla Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin İzmir’e ‘Avrupa Ödülü’nü vermesi sadece İzmir için değil, Avrupa Konseyi’nin ‘kurucu’ üyesi olan Türkiye ve Türk halkı içinde bir gurur nedenidir.
İzmir’de geçmişten günümüze yerel yönetimler, Büyükşehir yönetimleri uygarlık anlayışıyla, yerelde kalkınma modeliyle ve demokrasi felsefesiyle özgürleşmemizin ve modernleşmemizin de ‘güç kaynağı’ olmuşlardır.
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘ödülü yüreği çokluk içinde birlik için atan dört buçuk milyon İzmir’li adına alıyorum ve bu ödülü güzel İzmir’in güzel çocuklarına, güzel gençlerine emanet ediyorum…’ sözleri çoğulcu, katılımcı, çok sesli ve çok renkli ‘gelecek vizyonu’nu anlatıyor.
Bu arada; Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in ev sahipliğindeki ödül törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Sekreteri Despina Chatzivassiliou-Tsovilis, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve her kesimden geniş bir katılım oldu.
ÖDÜLDEN CEZAYA
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e İzmir’i Avrupa ligine yükselttiği için ödül verilmesi gerekirken açılan 3 soruşturmayla acaba ceza mı verilmek isteniyor?
Avrupa İzmir’i ‘demokrasi, özgürlük, hoşgörü ve kalkınma’ ödülüne layık görürken Türk idari yapısı ve yargı sistemi de Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında 3 ayrı soruşturma başlattı.
Bu soruşturma geçmiş dönemleri de kapsayacak şekilde geniş tutuldu.
Bir tarafta ‘ödül’ diğer tarafta ‘ceza’ bu iki süreç; bir çelişkiyi anlatıyor.
Oysa; demokrasi kültürü hoşgörüyle, uzlaşmayla beslenir; susarak değil, konuşarak demokratik gelişmeye katkı sağlanır.
Hoşgörünün sınırı ne kadar geniş olursa, uzlaşma kültürü ne kadar kapsayıcı olursa, demokratik hak ve özgürlükler olabildiğince geniş bir uygulama alanı bulursa; demokrasi de o ölçüde nitelik kazanır.
Nitelikli demokrasi, örgütlü, çoğulcu, katılımcı toplum, üretken ve paylaşmacı yerel yönetim; yerelde kalkınmanın dinamosudur.
Öte yandan; yasalar gücünü uygulayıcısından alırlar.
En iyi yasa uygulayıcısı elinde ‘olumsuz’ sonuç verirken, en ‘kötü’ yasa uygulayıcısı elinde ‘iyi’ sonuç verir.
Demokrasi de, gücünü hoşgörüden, uzlaşmadan ve barış içinde birlikte yaşama iradesinden alır.
Sonuç olarak: Avrupa Ödülü barış, hoşgörü, uzlaşma ve çoğulcu anlayışla birlikte yaşama iradesine sahip İzmir’e hayırlı olsun.