Geçtiğimiz hafta yazarımız Gönül Soyoğul çok konuşulan, İzmir'i ayağa kaldıran bir röportaja imza attı. İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu Başkanı Sıtkı Şükürer ile yaptığı röportaj üç gün süreyle gazetemizde ve internet sitemizde yayınlandı. İzmir'in ticaret ve entelektüel ikliminde önemli bir isim olan Şükürer, daha önce de aykırı görüşleri, liberal fikirleri ve ilginç çıkışları ile gündeme gelen ve çok tartışılan bir isim. Sözünü esirgemiyor, biraz da sivri dilli.
İz Gazete olarak her fikrin açıkça ifade edilmesini, tartışılmasını destekliyoruz. Bunun için de deneyimli yazarlarımız ve başarılı muhabirlerimiz İzmir'in kanaat önderleriyle seri röportajlar yapıyor. STK liderleri, sendika yöneticileri, belediye başkanları, milletvekilleri, sanatçılar, siyasetçiler, oda başkanları… Bugüne dek hepsiyle onlarca röportaj yaptık.
Yaptığımız her röportajın, sayfalarımıza ve internet sitemize koyduğumuz her haberin her satırının da arkasındayız. İsteyen Sıtkı Şükürer röportajının tamamını gazetemizin mevcut sayılarından ve internet sitemize gün gün girdiğimiz röportajından okuyabilir.
Bu vesileyle cesur kalemi ve dik duruşu ile İz Gazete'nin iz bırakan yazarı, meslek büyüğüm sevgili Gönül Soyoğul'u bir kez daha kutluyorum. İz Gazete'nin genç kadrosunun kendisinden öğreneceği çok şey var. İyi ki varsın Gönül Soyoğul.
Gelelim konumuza, Şükürer'in verdiği röportajda kullandığı ifadeler her kesimden pek çok tepki aldı. Şükürer de tepkiler üzerine sözlerinin maksadını aştığını belirterek özür dileyen bir açıklama yaptı. Nitekim kendisine gelen tüm tepkileri de haberleştirip sayfalarımızda yer verdik.
Balkan göçmenlerinin haklı hassasiyeti üzerinden yapılan eleştiriler, bir süre sonra Şükürer üzerinden sekip, direkt İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'i hedef almaya başladı. Bazı isimler konu üzerinden Soyer ile "gölge boksu" yapmayı tercih etti.
En çok da İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener'in açıklaması dikkatimi çekti. Özgener son meclis toplantısında kükremiş. "Biz İZTO'yuz. Biz bu ülkenin en büyük STK'larından biriyiz. Burada sadece ticareti konuşmayacağız. Burada ülkemizin gündeminde olan her konuyu dile getirmekte bizlerin görevidir" demiş.
Ben de merak edip şöyle bir internet turu yaptım. Ülke gündemleriyle ilgili Sayın Özgener bugüne kadar İZTO Meclisi'nde neler söylemiş diye.
Mesela son gelişmelerden biri; gazeteci Sedef Kabaş'ın tutuklanması ile ilgili hiçbir şey söylememiş, Sezen Aksu troller tarafından linç edilirken, Aksu üzerinden toplumun tüm muhalefet kesimi "dillerini kopartırız" diye tehdit edilirken ses çıkarmamış.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun enflasyon oranlarını eksik açıklamasını pek umursamamış.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Dünya Bankası'ndan almaya hak kazandığı kredinin bir türlü imzalanmaması konusunda çıtı çıkmamış.
Devletin İzmir için yatırımlara ayırdığı komik tutarları görmezden gelmiş.
Hakkını yemeyeyim, Türk Lirası günden güne erirken yarım ağızla bir şeyler söylemiş ama ne dediği pek anlaşılmamış.
Mesela, İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin Balçova'daki arsalarının ve yarım kalan inşaatlarının satılmasına karşı çıkan eski Başkan Ekrem Demirtaş'ın 'mirasyedi' eleştirisini herhalde duymamış. Bu eleştiriler konusunda da bir demecini göremedim.
Pandemi döneminde İzmirli tacirler inim inim inlerken, alınan tedbirler ve destek paketleri yetersiz kaldığında da ağzını açıp tek kelime etmemiş.
Kusura bakmayın, yemezler. Biz İzmir'de kaç kişiyiz, hepimiz birbirimizi biliriz. O yüzden Sayın Özgener'in açıklamasını gülerek okudum, siz değerli okuyucularımızla da paylaşmak istedim.
***
Bu arada İZ Gazete'nin gazetecilik başarısını kıskananları da bir kenara not ettik. Röportajın ardından 5 gün boyunca Şükürer üzerinden prim yapmaya, "tık" almaya heveslenen, tiraj yapmaya çalışanlar haberlerine "bir yerel gazetede çıkan röportajında" diye başladılar.
Biz hatırlatalım; bir yerel gazete değil, İz Gazete…
Ufak bir hatırlatma daha, gazetecilik etiği alıntı yaptığınız yayın kuruluşunun adını açıkça yazmayı gerektirir. Kimsenin komplekse kapılmasına gerek yok. İz Gazete çok sayıda manşetinde kaynak olarak haberi alıntıladığı yayın kuruluşunun adını kullanmıştır ve kullanacaktır. Bu en azından emeğe ve mesleğe saygıdır. Unutmadan gazetemizin ismini kullanarak röportajı haberleştiren meslektaşlarımıza ve yayın kuruluşlarına da teşekkür ediyorum.
Ha bu arada röportajı ne filtreledik ne yayından kaldırdık.
İz Gazete'nin yayın politikasına; İz Gazete'nin yazı işleri kadrosundan başka kimse karışamaz.
Bu da böyle biline…