Bu ülkede eğer bağımsız, objektif ve halkın bilgi alma hakkını gözeterek gazetecilik yapıyorsanız, en tehlikeli mesleklerden birini icra ediyorsunuz demektir. ‘Gözünün üzerinde kaşın var’ demeleri bile yeter gazetecinin gözaltına alınması, mahpuslara atılması için. ‘Doğa, kültür, sanat’ programı çeken 20 gazetecinin gözaltına alınması son örneklerden biri. TGS’nin 11 Mayıs’ta yayınladığı rapora göre 23 gazeteci mesleki faaliyetleri nedeniyle hapiste… Gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle hapishanelerde tutuluyor, daha da içeri almaya doyamıyorlar.
Ama bu yetmiyor, yeni ‘sansür yasası’ ile ‘gerçek dışı haber’ diye bir kavram adı altında muhalefetin sesi kesiliyor, muhalefetin yaptığı açıklamalar bu kapsama alınıp, yayınlayanlar hakkında hapis cezası öngörülüyor. Ama tek adamın ‘cami yaktılar, bira içtiler’ gibi doğru olmadığı alenen bilinen açıklamaları, küfürleri rahatlıkla haber yapılıyor, yapılacak.
Gazeteciler, ifade özgürlüğünün aracılığını yapar, halk adına toplum adına ifade ve fikir özgürlüğü hakkını kullanır. Bunun yapılamadığı bir ülke ‘demokrasi’ adını hak etmez.
Seçime giderken gazetecileri daha tehlikeli, adeta mayın tarlası haline gelen mesleki koşullar bekliyor. Elbet bunlar geçecek, elbet bu ülke halkıyla basınıyla hak ettiği özgürlüklere kavuşacak.
Peki, koşullar böyle ağır diye biz gazeteciler iyi şeyler yapmayacak mıyız? Yapıyoruz, yapacağız. İzmir Gazeteciler Cemiyeti(İGC) bu anlamda ‘iyi haberlere imza atan’ faaliyetler içinde. Sansür yasasına karşı sesini yükselten, TBMM’de siyasi parti gruplarına yasanın sakıncalarını anlatan İGC oldu. Komisyon görüşmelerinde İGC Başkanı ‘Bu yasaya göre yıllar önce Uğur Mumcu askeri okullara aldığınız öğrenciler ileride darbe yapacak dediğinde bu yasaya göre asılsız haber yaymıştı’ diyerek AKP sıralarını silkeleyip tarihe not düşmüştü ama heyhat; sadece kendi bekalarını gözetenlerin gözü kör, kulağı sağır; bu tasarı yasalaşacak. Ama bu da onları kurtarmayacak, o ayrı!..
Yapılan güzel işlerden biri de İGC olarak İzmir’e Uluslararası Basın Merkezi kazandırmamız oldu. Çalışma ofisleri, İGC Akademi, Basın merkezi, konferans salonu, TV stüdyosu, gazeteciler için serbest çalışma alanları, kitaplığı ile gerçekten uluslararası standartta bir eser ortaya çıktı.
Basının içinde bulunduğu şu karanlık tabloda, ateş böceği gibi parlayan, umut veren, gençlere bırakacağımız önemli bir miras ortaya koyduk. Diliyorum gençler bu Merkezi en iyi şekilde değerlendirecek, basın sektörü ve gazeteciler için çok güzel çalışmalar yapılacak. Umudum mesleğin değeri, seviyesi ve kalitesi artsın; Uluslararası Basın Merkezi buna zemin olsun.