Partiler belediye başkan adaylarını ve meclis üyesi aday listesini seçim kurullarına teslim etti. Tartışma biter mi? Tabii ki bitmez.

Yaşamını seçilmişlik üzerine kuranların seçilmeme seçeneğine tepki göstermesi olağan. Tek adam partilerinde kendilerine yer bulamayanlar, başka tek adam partilerinde kendilerine yer bulmaya çalışır. Cumhuriyet Halk Partisi gibi sol nitelikli partilerde seçilir yerde aday gösterilememeye tepki görece azdır. Bu partilerde tüm üyeler “parti içi eğitimden” geçirilmiş olsalar, parti disiplini gereği tepki gösterilmez. Ancak burada olmazsa olmaz bir kural da ön seçim uygulanmasıdır. Sol partiler lider partisi değil, üye partisidir. Lider tabii ki kamuoyunda temsilde ve partiyi ileri taşımada özel bir görevi üstlenir. Ancak, gerçek şu ki bu partileri iktidara taşıyanlar üye çalışmasıdır. Bugün için eleştiriyi bir yana bırakmak, daha doğrusu 31 Mart günü yapılacak olan yerel seçimin sonrasına bırakmak daha gerçekçi olacaktır. Bugüne gelen dönemi ve seçim sonuçlarını o zaman değerlendirmek daha sağlıklı olacaktır. Nedeni açık; adaylar belli. Şimdi adayları kazandırma zamanı.

Bir not düşmeden geçmeyelim; listeleri kim yaparsa yapsın, örneğin her bir okurumuz tüm listeyi kendisi de yapsa, her zaman eleştiri ve memnuniyetsizlik olur, olmuştur, olacaktır.

Tabii ki parti içi memnuniyetsizliği aşmanın yolu seçim kervanının yola düzülmesidir. Hangi mahallede hangi parti kuvvetli, mahallelerde seçmen hangi kentten göçmüş, hangi ülkeden gelmiş, hangi yaş grubunda, eğitimi nasıl, önceki seçimlerde hangi partiye destek vermişler?

Bu soruların yanıtını bilmeden siyaset yapılabilir mi?

Partiler Yüksek Seçim Kurulundan aldıkları sandık seçmen listelerini dikkatle tarayarak bu verileri çıkartabilirler. Polimetre.com’un kurucusu inşaat yüksek mühendisi Mehmet Günal Ölçer yıllardır bu verileri çıkartıyor. İl, ilçe, mahalle bazında, yıllardır, onlarca seçim döneminde, tek tek seçmenleri sayan sistemiyle sorulara yanıt arıyor, bulduğunu kamuoyuyla paylaşıyor.

Daha önceki seçimlerde Millet İttifakının sandık başına görevli göndermediği sandıklardaki milyonlarca oyun yer değiştirerek iktidarın kazanmasının temelini oluşturduğunu tek tek herkese anlattı.

Peki bu seçimde durum nasıl olabilir?

Trollerin belirledikleri evlerde yüz kişi, yüz elli kişi oturuyor gözüküyordu. Mümkün mü bu? Tabii ki hayır. Peki partiler buna itirazı zamanında yapabildiler mi?
Bir başka durum da geçen seçimle bu seçim arasında değişen seçmen hareketliliği. Mehmet Günal Ölçer diyor ki; beş bin, on bin farkla seçim kaybettiği yerlere iktidar seçmen aktarması yapıyor? Nereden? Mutlaka kaybedeceği belli olan ilçelerden. Bu hareket göze çarpmaz gibi geliyor ama iyi bir bilgisayar programı ile bu hareketlerin hepsini Mehmet Günal Ölçer gözler önüne seriyor.

Sandıkların hepsinde görevli ve gözlemci var mı? Bu kişilerin yemek gereksinmesi nasıl karşılanacak, tuvalet ihtiyaçlarını giderirken oralarda kimler gözlemci olacak? Oy pusulalarında toplam oylar yazılırken sahtekarlığa nasıl engel olunacak, oy çuvalları ilçe seçim kuruluna giderken araca kim refakatçi olarak binecek? İlçe seçim kurulunda oy pusulalarının olduğu çuvalların başında, kesin seçim sonucu ilan edilinceye dek, kimler gece gündüz kalacak? Gönüllü avukatlar, hazırlanacak itiraz dilekçeleri filan en küçük ayrıntıya dek mükemmel bir sistem oluşturulmalı.

Bir de olası sahtekarlıklar var. Bunları hayal etmek, modellemek ve önlemleri geliştirmek de özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin merkez, il ve ilçe yönetimlerine düşüyor.
1 Nisan’da gereksiz söylenmeleri önlemek için, tüm teşkilat sahaya inmeli, seçim ofislerinde ve parti binalarında çalışmalı. Tüm STK’lar, mahalli liderler ziyaret edilecek, mümkünse parti çalışmasına katılımları sağlanacak. Sonuçta kazanacak halk olacak tabii ki halktan yana bir program varsa.