CHP’nin milletvekilleri, TBMM açılmadan önce yapılacak son toplantıda Seferihisar’da bir araya geliyor. Önceleri Abant’ta yapılıyordu bu toplantılar ancak Belediye Başkanı Tanju Özcan ile yaşanan sorunlar nedeniyle İzmir’e alındı. Bugün ve yarın gerçekleşecek ‘kamp’ın gündemi yoğun. İlk gün ekonomi, dış politika, örgütlerin durumu ve en önemlisi sandık güvenliği konuları ele alınacak, sunumlar yapılacak.
Açılış ise, Tunç Soyer ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarıyla olacak. Soyer’in konuşmasında Cumhurbaşkanı adayının Kılıçdaroğlu olduğunu söylemesi bekleniyor, ama yarın yani cumartesi günü milletvekilleri görüş ve önerilerini dile getirecek. Burada CHP grubunun topluca, adaylık için Kılıçdaroğlu’nu işaret etmesi kesinlikle bekleniyor. CHP; milletvekilleriyle belediye başkanlarıyla artık çok net, İmamoğlu da adayının Kılıçdaroğlu olduğunu deklare etti.
Konuştuğum milletvekilleri altılı masanın adayının Kılıçdaroğlu olması konusunda kesin kararlı, yine bir belediye başkanı ‘bunun aksi olması halinde parmağımı bile oynatmam, çalışmam’ diyecek kadar keskin!..
Konuştuklarımdan edindiğim izlenim, CHP artık Kılıçdaroğlu’ndan başka bir adayı kabul etmeyecek noktaya gelmiş. O nedenle İzmir toplantısından bu yönde bir karar çıkması büyük olasılık. Bu adaylık altılı masanın ortak adaylığı mı olur, yoksa masa devrilir herkes kendi yoluna mı gider bilinmez; Kılıçdaroğlu çoktan adaylık yoluna girmiş, CHP de bu fikre kesinlikle angaje olmuş vaziyette.
Parti içi demokrasi adı altında her kafadan bir ses çıkan CHP’yi genel başkanlığı sürecinde derleyip toparlayan bir genel başkan oldu Kılıçdaroğlu… Eksik, yetersiz bulan çok olabilir hatta bunlar o partinin çatısı altında barınıyor da olabilir. Ama kaos yaratma, halkı sokağa dökmeye dönük onca provokasyona rağmen, itidalle bugünlere getirdi partiyi. Çünkü kaostan kimlerin besleneceğini biliyordu.
Bunun son örneklerini 9 Eylül kutlamaları ve Tunç Soyer’in konuşmasından duydukları rahatsızlığa karşı tahrik edici açıklamalarda, Elazığ’da bir isim bile yazmaya korktukları provokatif afişlerde gördük. Toplumu kışkırtma, nefret yaratarak ayrıştırma çabaları seçime kadar artarak sürecektir.
Kendilerini destekleyenlerin milliyetçi vatansever, muhalif olan herkesin vatan haini terörist olarak görüldüğü, yargının tam da bu yönde çalıştığı bir düzen içindeyiz. Din adamı kılıklı şarlatanlar ‘temizlik yapmaktan’ söz ederken yargı üç maymunu oynuyor, tehdit, şantaj, yolsuzluk iddiaları gırla gidiyor, yargı öyle bakıyor!..
İzmir kampında bu koşullarda yapılacak seçimin ve seçim sürecinin getireceği olası riskler, zorluklar ele alınacaktır elbette ama artık adaylık netleşmiş olacağı için parti rahatlamış olacaktır. Genel Başkanlarını cumhurbaşkanı adayı yapmak ÇHP örgütü için de motivasyon olacaktır.