Kaz Dağları'nı bildin mi?

Hah, ben işte oralıyım.

Buz gibi artezyenlerin yaz sıcağında karpuz çatlattığı bin pınarlı İda'nın yerlisiyim.

Antandros Antik Kenti'ni kuranlarla uzaktan akrabam.

Tanrılar tanrısı Zeus, güzeller güzeli Afrodit hep hısım akraba.

Kadim Türk-Türkmen geleneklerinin yaşadığı 900 yıllık ata yadigarım.

Orta Asya Türk tamgalarının kurganları, mezartaşlarını süslediği açık hava müzem. Atalarımın mezartaşlarına kazınmış 'kaz ayağı' motifleri hala durur, yüzyıllara meydan okur.

Anadolu erenlerinin, kırkların yedilerin, Rumeli'nin kapılarını bize açan dervişlerin semah çektiği yaylalarda hala sesleri yankılanır.

Temmuz sıcağında zirvesinde karı buzu eksik olmayan tepesinde, Sarıkızım kazlarını otlatır, elini uzatıp Edremit Körfezi'nden hasta babasına su alır. Ziyarete giderseniz size yardımcı olur, 1.5 kilometrelik tepeyi nefesiniz kesilmeden bir solukta çıkarsınız. Tabi bunda Sarıkız'ın yanı sıra dünyanın oksijeni en bol ikinci coğrafyası olmasının etkisi de vardır.

Dumanlı zirvelerinde kartallar dolanır.

Bahar geldi mi kekik kokar tüm bölge.

800'ün üzerinde bitkiye, 77 endemik türe, Kazdağ Göknarları'na yardım ve yataklık eder dağlarım.

Güzel gözlü ceylanların, tilkilerin, kurtların, ayıların, şahinlerin, alabalıkların, yaban domuzlarının, çakalların, börtü böceğin ve nice canlının evidir.

Ay Işığı Tanrıçası Selene, dolunay geceleri ışıltılarını Arşıpel'in sularına serdiğinde mehtabı seyretmeye doyum olmaz, anlatmaya kelimeler yetmez. Samanyolu kıskanır Körfezimin mehtabını…

Kazdağları'nda kendinizi Tanrı ve Tanrıça gibi hissedersiniz, öyle güzel bir coğrafya, öyle özel bir iklim…

**

Dağlarımız bugünlerde yaslı...

Dağlarımız kekik değil arsenik kokuyor.

Altın için, maden için cennetlerimizi kirletiyorlar.

Dağlarımızı, göllerimizi, ormanlarımızı, akarsularımızı, denizlerimizi yok ediyorlar.

Şimdi de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, enerji ihtiyacını bahane ederek Maden Yönetmeliği’nde değişiklik yapan bir yönetmelik yayımladı. Bu yönetmelikle zeytin ağaçlarının ölüm fermanı yürürlüğe girdi.

Buna göre, “ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması” durumunda zeytinlikte madenciliğe izin verilecek.

Cennet ülkemin her yerinde gözünü rant bürümüş doğa düşmanları iş başında.

Endüstriyel insan, betona boğulmuş hayatında gün gelecek demirin, çimentonun, madenin yenilemediğini, karın doyurmadığını öğrenecek ama iş işten geçmiş olacak.

Doğa tahrip olmadan, dağlarımız kelleşmeden, zeytinliklerimiz yok olmadan, akarsularımız, denizimiz, cennetimiz kirlenmeden bu talan düzenine hep bir birlikte karşı çıkmak insanoğlunun varoluşa bir borcu.

Borcumuzu hep birlikte ödeyelim, geç kalmadan…

Yoksa hepimiz bir kez daha Cennet'ten kovulacağız, geri dönmemecesine…