Yaşanan ve giderek derinleşen ekonomik kriz, geleceğe dönük umutsuzluk ve yönetim sisteminden kaynaklanan ‘’GÜVEN BUNALIMI’’; parlak beyinlerimizin geleceklerini Türkiye’ de değil de yurt dışında aramalarına neden oluyor.
Sağlık sistemimizdeki olumsuzluklar, doktorların ‘’İTİBARSIZLAŞTIRILMASI’’, zor çalışma koşulları ve sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet; doktorlarımızın da geleceklerini yurt dışında aramalarına yol açıyor.
Oysa; doktorlarımız ‘’zor’’ eğitim süreci yaşıyorlar, devletimiz, eğitimleri sırasında ve diğer akademik süreçlerde kendilerine önemli ölçüde yatırım yapıyor.
Ancak; ne var ki; sonra sahip çıkmayarak bu değerli varlığımız olan doktorlarımıza yurtdışının kapısını gösteriyoruz.
Son 3 yılda 5 bin doktorumuz, doğup- büyüdüğü vatanını terk ederek geleceğini yurt dışında arama yolunu seçti. Halbuki; doktorlarımız ve eğitim-öğretim çağındaki parlak beyinlerimiz; ülkemizin gerçek zenginliği ve servetidir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) verilerine göre; yaşı eğitim-öğretim çağında olan 1 milyon 38 kişi de yurt dışına gitti.
Bu arada; 2023’te yurtdışına gidenlerin oranı yüzde 53 arttı. Bu tablo; ülkemizin geleceği açısından hepimizi düşündürmesi gereken bir tablodur. Bir yandan 10 milyonun üzerindeki ‘’niteliksiz’’ , ‘’kriminal mülteciyi, üstelik de ‘’imtiyaz’’lar tanıyarak ülkemizde barındırıyoruz. Diğer yandan da; parlak beyinlerimizi, doktorlarımızı, mühendislerimizi vatanımızda kalmaya teşvik edeceğimize yurtdışına gönderiyoruz.
Akıl almaz bir durum.
Bilmem, farkında mıyız en değerli ‘’BEŞERİ SERMAYE’’mizi kaybediyoruz. Bir anlamda; geleceğimizi kaybediyoruz. AVRUPA’ YA DOKTOR, MÜHENDİS İHRAÇ EDİYORUZ, AFGANİSTAN’ DAN DA ÇOBAN İTHAL EDİYORUZ.
SONUÇ OLARAK:
Ülkemizin parlak beyinlerine, değerlerine sahip çıkalım, bu zenginliğimizin vatanımızdan kayıp gitmesine seyirci kalmayalım.
Unutmayalım ki; geleceğimizi doğru planlayamazsak, geleceğimizi kaybederiz.