Okuma okuma yazmaya başladığı zamandan itibaren kendini hayatta 1-0 önde gören biri olarak geldik geldik tosladık kişisel gelişim Reiki, NLP bla bla zamanlarına...
Bu dünyayı çözmeye çalışan vicdanı, beyni çalışan bireyler olarak yapıştık bu yeni inanç, gelişim sistemlerine.
Önce değişik ve mantıklı geldi sanki... Lan demek ki tuhaflık bende demeye bir hallendik.
Herkesi olduğu gibi kabul edin dediler, ettik...
Kabul edemiyorsanız problem sizde, bunu tedavi edin dediler. Eyvallah çekip, demek biz manyakmışız dedik. Ya da ben dedim.
Kafamı çok karıştırdılar canım okur. Bildiğim ne varsa yanlış herhalde deyip tavrımı değiştireyim, belki kaderim değişir diye çok çabaladım.
*
Hep söylerim ben eğitilebilir bir gerizekalıyım.
Hiç bir düşünceye, inanca, felsefeye deli sopasına tutunur gibi tutunmam.
Okurum, dinlerim... Bir bakarım inancım da değişir felsefem de...
Ama ne oldu? Döndü dolaştı Öncel yine başa döndü...
Baktım ki abi bir problem var?
İyiye gitmek ne, her şey daha da boka sarmaya başladı.
İnsanın, ilişkilerin, gidişatın bir kimyası var.
O kimyaya, o akışa iyi kötü teslim olmak lazımmış.
Zaman gerçekten her şeyin ilacı imiş.
Şimdi bir bakıyorum ki NLP’ciler, Reiki’ciler, kişisel gelişim uzmanları falan zaten kendileri bile kendilerine inanmamışlar ki bizi inandırsınlar...
Hepsi yine başa döndü.
Nasıl mı? Şöyle kardeşim...
*
Birine çok inanıp sonra tahtaya yan bastığımızda ‘çok doğal bir refleksle’ öfkelenip o kişinin çok masumca, sadece sözle anasının göz yaşını döktürdüysek çok haklıymışız.
Öfke de hissedilen kaç duygu varsa onlardan biri imiş.
Ve bir şekilde tahliye olması lazımmış.
İçimizden, kalbimizden, acıtılan ruhumuzdan, dilimizden...
Sesini az yükseltene “Senin öfke problemin var” dediler. “Sen delisin” demeyi de ardına eklemeyi unutmadılar.
Birini tahrik edip, delirtmek için uğraşıp sonra ona ‘sen delisin’ diyemezsiniz.
Al hadi bakalım biz sana göre deliliğimizi kabul ettik.
Ama sana kötü bir haberim var, seni olduğun gibi kabul etmeyeceğiz!
Hiç kimseyi kötü kalbi, vefasızlığı, nankörlüğü hainliğiyle kabul falan etmeyeceğiz ulan etmeyeceğiz.
Sözde affetmek bizi rahatlatırmış! Hadi len oradan!
Cehenneme kadar yolunuz var diyeceğiz.
Bu dünyada emek sarf edeceğimiz, sevgimizi, merhametimizi hak eden çok insan var.
Bir şekilde bulur, yolumuza onlarla bakarız.
*
Aptalları, hadsizleri, sevmeyi bilmeyenleri uzaklaştıracağız.
İnsanları değiştirmeye çalışmayacağız. Onları oldukları gibi kabul etmeyeceğiz.
Reddedeceğiz.
Yok artık kabulleniş.
Bunlara karşı kendimizi açıklamak gibi bir tuzağa düşmeyeceğiz.
Hayat kimsenin olmamışlığını, hasetliğini, kötülüğünü, aptallığını, şımarıklığını tolere etmekle uğraşacak kadar uzun değil.
Kimse takmazsa o tacı kafamıza kendimiz takacağız.
Yaşasın delilik !