Tunç Soyer’in daha seçim sürecinden beri dillendirdiği ve uygulamaya başladığı uluslararası işbirlikleri, “her şerde bir hayır var” sözünü hatırlatıyor.
Zira küresel ekonominin sebep oldukları, her ülkenin kendi başına çözemeyeceği türden. Bunun örneklerinden biri, bugün Akdeniz ülkelerinin istilacı denizel tür tehdidine karşı bir araya gelmesi. Bu birlikteğin mimarı, deniz ticareti için 1869’da açılan ve Kızıldeniz ile Akdeniz’i birleştiren Süveyş Kanalı. Tabi ki tek kabahat kanalda değil. İklim değişikliğine neden olan bilimum yaklaşım ve eylem ile deniz suyu sıcaklığının artmaya başlaması da var.
Çöpü minnoş göstermek için “atık” adı verilerek gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere ticaretini meşrulaştıran uluslararası sözleşmeleri (Bale, OECD vb.) de unutmayalım. Konu dünyayı tüketmek olunca ülke sınırlarının bir anda ortadan kalktığı “modern çağda”, tüm bu sorunlara ve nicesine çözüm aramak da ülke sınırlarını aşıyor.
Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uluslarası ağlara katılma yaklaşımını, Tunç Soyer’in vizyonerliğinden ziyade dünyayı okuması ve bunun zorunluluk olduğunu görmesi şeklinde değerlendiriyorum. İzmir’in gelecek yıl itibari ile ev sahipliği yapacağı uluslararası organizasyonların, esnafa bir kaç günlük gelir getirici etkinlik olmayacağını umuyorum. Zira İzmir ve dünya için çok daha fazlasına ihtiyacımız var.
Geçtiğimiz günlerde denizel alanla ilgili benzer bir uluslararası ağın, Muğla’nın Akyaka beldesinde düzenlenen yıllık toplantısına katıldım. Ağın ismi; Akdeniz Deniz Koruma Alanları Yönetici Ağı. Derdi ise, tüm Akdeniz Havzası’ndaki korunan denizel alanlar ve buralarda yaşayan türlerle ilgili bilgi, deneyim paylaşımı ve ortak stratejiler ve işbirlikleri geliştirmek.
Bu tür toplantılar, senin iyi yaptığın işi paylaşmana ve Akdeniz’in bir diğer ülkesine ilham vermene dolayısıyla dünya için dert ettiğin konuya uzaklarda dokunmana katkı sağlıyor. Ya da çözemeyip yol aradığın bir sorunu zaten çözüp iyi uygulamalar geliştirenlerle yol almanı... “Dünya bizi kıskanıyor”, “bizden iyisini mi bilecekler” yaklaşımı ile bu ağlara katılanlar elbette birşey alamadan ve üretemeden çıkıyor.
23 ülkeden 140 kişinin katıldığı toplantıda benim gördüğüm; kimsenin kimseyi kıskanacak durumda olmadığı. Her ülke yangın yeri. Gelişmiş ülke olarak adlandırılıp bizi kıskandığı söylenen Avrupa ülkeleri de öyle çok farklı değil.
Hem zaten...
Kibir öldürür. Senden benden çok bizi, bir olma halini öldürür.