Ege-Koop’un İzmir’de, 40 yıllık Kent ve Konut üretimi yaşamında 5 milyon m2 yüzölçümü üzerinde her türlü fiziki, sosyal alt yapısı ve yeşil çevre dokusuyla tamamlayarak ortaklarına teslim ettiği ve 150 bin kişinin güven içinde yaşadığı sağlıklı konutlar; yaşanan depremler ve çok sayıdaki sarsıntıya karşın en ufak bir çizik bile olmadan “kale” gibi ayakta duruyor.
Bu arada; Ege-Koop, sadece konut üretmiyor, aynı zamanda bir bölümü de kent merkezinin dışında “sert” zeminde, imarlı alanlarda ve altyapısını da kendi kurumsal gücüyle yaparak “depreme dayanıklı”, “uydu kent” ölçeğinde mutlu yaşam alanları inşa ediyor.
BU TABLO KARŞISINDA ŞU SORULAR SORULABİLİR:
Ege-Koop; depreme karşı bu ölçüde “kapsamlı” bir hazırlığı nasıl yapıyor, hangi aşamada ne gibi önlemler alıyor, toplumda “depreme hazırlık bilinci”ni yaratma anlamında neler yapıyor?
Bu yerinde ve yaşamsal değerdeki sorulara verilecek çok özet cevaplar da şöyledir:
Ege-Koop; nitelikli teknik personeliyle, her türlü denetime açık hesap verebilir “saydam” yapısıyla, insan sevgisini, bilimi ve aklı önceliyor.
Ege-Koop; inşaata başlamadan önce yer seçimiyle, bilim insanlarının görüşüne önem vermesiyle ve jeolojik zemin etüdünden ÇED raporuna, inşaatın her aşamasında beton analizinden demir ölçümüne ve kullanılan malzemenin kalitesine “tavizsiz” duyarlılık göstermesiyle ve “GÜVEN KOLAY İNŞA EDİLMEZ” üretim felsefesiyle tüm bu başarılara imza atıyor.
Bu genel tanımlamayı Ege-Koop; somut adımlarla üretime dönüştürüyor.
EGE-KOOP NELER YAPTI SORUSUNA GELİNCE;
1984 yılında İnşaat Mühendisleri Odası ve Ege Üniversitesiyle imzaladığı protokolle, inşaatın her aşamasında “beton analizi” ve “demir ölçümü” yaptı.
Dokuz Eylül Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nden bilim insanlarına deprem araştırması yaptırdı.
Bilim insanlarının katılımıyla depreme karşı alınması gereken önlemler konusunda eğitim seminerleri ve paneller düzenleyen Ege-Koop; konuşmaları ve değerlendirmeleri kitap haline getirerek ilgili kamu kuruluşlarına ve sektör temsilcileri ile konut kooperatiflerine ücretsiz gönderdi.
Ege-Koop; İnşaat Mühendisleri Odasıyla Gölcük Depremi ile Van Depremi’nin oluşturduğu yıkımı ve can kaybını yerinde inceleyerek belirlediği sebep-sonuç ilişkisini kamuoyu ile paylaştı.
Ege-Koop; bünyesinde barındırdığı çeşitli meslek mensuplarından oluşan 200’den fazla konut kooperatifinin hükümet temsilcilerinin de hazır bulunduğu genel kurullarında ortaklarınca denetlendi ve her kuruşun hesabını vererek ibra edildi.
Ancak; Ege-Koop bununla yetinmedi, kendisini ortaklarının ve kamusal denetimin dışında “özel” denetim kuruluşlarının da denetimine açık hale getirdi.
Öte yandan; Ege-Koop, başarısının temelini oluşturan güvenilir, şeffaf, hesap verebilir yönetim anlayışıyla, bugün de, yıllar önce bitirilen konutlarda yaşamın her aşamasında kendisini “sorumlu” saymaktadır.
30 Ekim 2020 İzmir deprem felaketiyle ortaya çıkan acı tabloya ilişkin inceleme, tespit ve değerlendirmelerimizi; önerilerimizi ve alınması gereken önlemleri, kamu kurumlarının bu konuda yapması gerekenleri gazetedeki köşe yazılarımda, televizyondaki “MERCEK” programlarında ayrıntılı bir şekilde kamuoyu ile paylaştım.
Öte yandan; yıllarca, her zeminde depreme hazırlık bağlamında, İzmir’de en acil ihtiyacın kentsel dönüşüm olduğunu yazdım, söyledim.
İzmir’in afetlere yönelik karakteristiği, kaçak ve denetimsiz yapılarının oranı, denetimli yapı stoğunun fiziksel ve yapısal (depreme dayanıklı) özellikleri değerlendirildiğinde nitelikli “kentsel dönüşüm uygulamaları”nın kent için kaçınılmaz olduğunu her fırsatta bıkmadan, usanmadan söyledim, ancak; sesimi bir türlü yetkililere duyuramadım.
“İmar Barışı” adı altında kaçak binaların yasalaştırılmasının depremde can ve mal kayıplarına “davetiye çıkarmak” anlamına geldiğini vurguladım.
Ayrıca; Kentsel Dönüşüm “ranta” dönüşmeden; yerinde, hak temelli, ada bazında, fiziki ve sosyal donatılarıyla projelendirilmesini dile getirdim.
İzmir’de konutların yüzde 40’ının 1999 Marmara depremi öncesi imara aykırı ve depreme hazırlık yönetmeliğinden önce inşa edildiği gerçeğinin gözden uzak tutulmaması ve bu nedenle önceliğin kentsel dönüşüme verilmesi ihtiyacını kamuoyu ile paylaştım.
Ancak; İzmir’de bugün de kentsel dönüşümün adı var, kendisi yok…
PROJELERİMİZİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ
Ege-Koop’un İzmir’in 12 ilçesinde tamamladığı modern kent parçalarında doğru yer seçimi yaparak “sağlam” zeminlerde inşa ettiği Egekent 1-2-3-4 projeleri ile Villakent-Bahçekent, Keyifli Yaşam Evleri, Türkiye’nin ilk Çelik Konstrüksiyon’dan oluşan Çelik Villalar, İzmir Körfez Evleri 1-2, 25.Yıl Konutları, Gedizkent-2, Dört Mevsim Konakları projelerinde 30 yılda ürettiği 30 bin konuttan oluşan kent parçalarının depreme dayanıklılık bağlamındaki teknik özellikleri de şöyledir.
Betonarme projelerinde binanın oturduğu alan genişliğinde 80-90 cm yüksekliğinde RADYE temel sistemi kullanıldı.
Tüm projelerde o gün yürüklükte olan Deprem Yönetmeliğine uygun PERDE, KOLON-KİRİŞ sistemine göre üretim yapıldı.
Uygulanan beton ve demirler projelerde bir santimetrekare alana 300 kilogram mukavemetle dayanabilen C 25 hazır beton kullanıldı.
İnşaatın her aşamasında kalıp, kolon ve kirişlerde etriye sıkıştırılması, demir ve beton kontrolü yapıldı.
Ege-Koop, ilk kez İzmir’de depreme dayanıklı ÇELİK EVLER projesini uyguladı.
Sonuç olarak: Ege Koop; bilimi, aklı, tekniği, insan sevgisini ve yasalara saygıyı önceleyerek konut ve kent inşa ediyor.