Orta Vadeli Programda tespitler, temenniler var, hedeflere nasıl ulaşılacağı belirsiz.
Bir başka anlatımla; Hükümet’in Orta Vadeli Programında tespitler büyük ölçüde gerçekçi, tahminler ‘’iyimser’’, çözüm önerileri de kısmen ’’çelişkili’’
Bu arada; 2016‘da tek haneli enflasyona 2026‘da ulaşılacağı öngörülüyor. Yani; 2026 hedefi, 2016 seviyesinde.
Bu tablo; bir bakıma, 10 yılın kayıp belgesidir.
Orta Vadeli Programda 2014’de sahip olduğumuz kişi başı milli gelire 2024 ‘de, 2016’da gerçekleşen tek haneli enflasyona ancak, 2026‘da ulaşabileceğimiz öngörülüyor.
Ayrıca; Orta Vadeli Programın piyasa aktörlerinin beklentilerini karşılamadığı görülüyor.
Öte yandan; hukukun üstünlüğü, finansal sürdürülebilirlik ve kurumlara güven sağlamadan programın ‘’başarılı olamayacağı’’ değerlendiriliyor.
Bu arada; Merkez Bankası anketinde yıl sonu dolar tahmini 30.14 TL, Tüketici Enflasyonu beklentisi de yüzde 67.4 olarak öngörüldü.
Bu göstergeler; Orta Vadeli Programın öngördüğü hedeflerin 3 ay bile geçmeden geçerliliğini kaybettiğini anlatıyor.
Kaldı ki; özellikle makro ekonomik istikrarın sağlanması, enflasyonla mücadele ile beslenme ve barınma krizinin çözümü konusunda neler yapılacağına ilişkin belirsizlikler var.
Oysa; Orta Vadeli Program; ekonomi yönetiminin 3 yıllık ‘’yol haritası’’dır; açık, net, berrak olması gerekir.
Verginin vergisi olur mu?...
Türkiye’ nin acil ‘’vergi reformu’’na ihtiyacı var.
Dolaylı vergiler (KDV, ÖTV) vatandaş olarak hepimizin, özellikle de dar ve sabit gelirlerin belini büküyor.
Bugün; litre fiyatı 40 TL’yi aşan bir depo motorinin 621 lirası vergilerden oluşuyor. Akaryakıtta ÖTV’li fiyat üzerinden yüzde 20’de KDV alınıyor.
Bu adaletsiz bir vergi politikasıdır.
2024 yılında vergi gelirleri yüzde 76 oranında artıyor.
2023’de vergi geliri 2.4 trilyon TL olacak, 2024 yılı vergi geliri beklentisi 7.4 trilyon TL’ ye çıkacak. Artış oranı yüzde 76.
Oysa; devleti yönetenlerin harcadıkları paralar, vatandaşın ödediği vergilerden oluşuyor. Daha açık bir anlatımla; devletin yapacağı harcamalar, vatandaşın sırtına ‘’vergi yükü’’ olarak yükleniyor.
Bir yandan da halk; yüksek enflasyon ve bunun sonucu olarak da ağır zamlar altında eziliyor, açlık ve yoksullukla boğuşuyor.
Bu acıklı tablo yetmezmiş gibi, bu kez de Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek; memur, işçi ve emekliye ‘’gerçekleşen enflasyon’’a değil, ‘’hedef enflasyon’’ a göre ücret düzenlemesi yapılacağını açıkladı. Buna göre; 2024’de memur, işçi ve emekliye yüzde 33 ‘’hedef enflasyon’’ a göre maaş artışı yapılacak.
Soru şu: 2024 ‘de enflasyon yüzde 33’’ün üzerinde gerçekleşirse ne olacak? Ne yazık ki, belli değil.
İşsizlik , yoksulluk, hayat pahalılığı bitecek mi?...
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz; Orta Vadeli Program; (‘’2024- 2026 dönemine ilişkin enflasyon, istihdam ve büyüme gibi temel makro ekonomik hedeflerinden) kamuoyuna açıkladı.
Yılmaz; bu yıl için enflasyon tahminini yüzde 65, 2026 yılı sonunda ise yüzde 8,5 olarak ‘’tek hane’’ ye indirmeyi planladıklarını anlattı.
Yılmaz; Orta Vadeli Programın temel amacını da; ‘’afet yaralarının sarılması, makro istikrarın sağlanması, büyüme, istihdamın devamı ve sosyal adaletin sağlanması’’ olarak özetledi.
Yılmaz, ÖTV’de 3 temel politika aracının deprem harcamaları hariç mali disiplinin sağlanması, para politikası ve yapısal dönüşümler olduğunu anlattı.
Yapısal reformlarda kısa dönem beklentileri iyileştirmeyi hedeflediklerini belirten Yılmaz, orta vadede de somut etkiler beklediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı özetle; Merkez Bankası; araç bağımsızlığı çerçevesinde üzerine düşeni yapacak.
Büyüme hedefi; 2024’ de yüzde 4, 2025 ‘ te ‘’yüzde 4.5, 2026 ‘ da yüzde 5 olarak belirlendi.
- 2023’ de 1.67 milyar dolar milli gelire ulaşacağız.
- Kişi başına gelir 2024’ de 12 bin 875, 2025’ de 13.717, 2026’ da da 14.855 dolar olarak öngörüyoruz. Nüfus da 88 milyon 750 bine ulaşmış olacak.
- Büyüme ortalama olarak % 4.5, istihdamda da 2.7 milyon artış bekliyoruz dedi.
Sonuç olarak:
Türkiye büyümek istiyor. Cari açık problemimiz var.Yabancı sermaye yeterli ölçüde gelmiyor.
Vatandaş; işsizliğin, yoksulluğun, hayat pahalılığının bitmesini, refahın tabana yayılmasını bekliyor.