Türkiye İstatistik Kurumu (TÜIK) mayıs ayı enflasyonunu yüzde 3.37, yıllık enflasyonu da yüzde 75.45 olarak açıkladı. En yüksek enflasyon yüzde 104.80’le eğitim de oldu.
Bağımsız bilim insanlarından oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), mayısta enflasyonu yüzde 5.66, yıllık enflasyonu da yüzde 120.66 olarak belirledi.
Bu arada; emeklilerin alacağı 5 aylık fark yüzde 22.72, temmuzda uygulanacak maaş zammı ise yüzde ise yaklaşık yüzde 25 olacak. Öte yandan; DİSK- AR’ın verileri de gıda da enflasyonun yüzde 70, dar ve sabit gelirlilerin enflasyonunun da yüzde 110 olduğunu gösteriyor. Enflasyon tırmanma eğilimini sürdürürken emeğin milli gelirden aldığı pay da yüzde 30’ dan yüzde 20’ ye geriledi. Bilindiği gibi; enflasyon ve işsizlik yoksulluğun temel nedenlerindendir.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel, ‘’Enflasyon; her türlü ahlaksızlığın, kötülüğün, yolsuzluğun ve çürümenin kaynağıdır.’’ diyordu. Ekonominin dümenine geçen Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek; ‘’En kötüsü geride kaldı. Yıllık enflasyonda en yüksek seviyeyi gördük. Geçiş dönemi bitti. Dezenflasyon süreci ile giriyoruz.’’ şeklindeki sözleriyle enflasyonun geldiği seviyeyi değerlendirdi.
İşsizlik ne durumda?
Çalışabilir yaştaki her üç kişiden biri işsiz. Üç işsizden biri üniversite mezunu. Bir milyon 155 bin üniversite mezunu işsiz. Kadınlarda işsizlik oranı yüzde 11.1. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 27.2.Geniş tanımlı işsiz sayısı bir yılda 1 milyon 631 bin kişi artarak 10.7 milyon oldu.
Bu arada; TUIK’in verilerine göre, nisanda işsizlik yüzde 0.1 oranında azalarak yüzde 8.5’ e geriledi. Öte yandan; sanayi üretimi nisanda yüzde 4.9 azalırken yıllık bazda yüzde 0.7 geriledi. İmalat sanayindeki daralma da yüzde 5.3 oldu. İşsizlik; toplumun da ekonominin de kronikleşen en önemli problemlerinden biridir. Diplomalı işsiz sayısının artış eğilimini sürdürmesi ise; bir ‘’beka’’ sorununa dönüşmüştür. Neredeyse her evde bir işsiz var. Ortaya çıkan gerçek; enflasyon da işsizlik de sürdürülebilir değildir.
ŞİMŞEK’İN bir yıllık karnesi ‘’ZAYIF’’ Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’ in bir yıllık ekonomi karnesi; ne yazık ki ‘’zayıf’’. Şimşek’ in uyguladığı adı konmamış ‘’IMF programı’’; özellikle işçileri, memurları, emeklileri, emekçileri ve diğer çalışan kesimleri vurdu.
Emekçiler yılın ilk beş ayında ‘’enflasyon kaybı’’ yaşadı. Yüzde 10’luk zam şimdiden eridi. Denilebilir ki; Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’ in bir yıldır uyguladığı adı konmamış ‘’IMF programı’’; çalışan kesimin alım gücünün ve refahının artırılmasından uzaktır.
· Enflasyon yüzde 38’ den yüzde 75’ e çıktı.
· Benzinin litresi 20 TL’ den 42’ ye, Dolar kuru 20 TL’ den 33 TL’ ye tırmandı.
· Pahalılık, barınma ve beslenme krizi derinleşti.
· Merkez Bankası’ nın politika faizi yüzde 8.5 ‘den yüzde 50’ ye yükseldi.
· Kredi kartları borcu yüzde 300, bankalara ödenen faiz yüzde 171 arttı.
· KDV oranı yüzde 18’ den yüzde 20’ ye çıkarıldı.
· Motorlu Taşıt Vergisi iki kez alındı.
· Vergi hedefi yüzde yüz artırıldı.
· Ücretlilerin milli gelirden aldığı pay % 30’dan %20’ ye geriledi.
· Karşılıksız ‘’ÇEK’’ler ve konkordato ilanı patladı.
· İcra dosyaları 30 milyona dayandı.
Sonuç olarak
Uygulanan ekonomi programı; krizi daha da derinleştirdi. Zengini daha zengin, fakiri daha fakirleştirdi. Odağında ‘’İNSAN’’ olmayan ekonomi programı ‘’zayıf not’’ aldı.