CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Adayı Cemil Tugay’ı ve 30 ilçe adayını geçtiğimiz gün kamuoyuna tanıttı.

Tüm adaylardan övgüyle bahsetti; kadın ve gençlik devrimine hazırlandıklarını vurguladı.

 

Özgür Özel, İzmir’in 30 ilçesini kazanabileceklerini ‘müjdelemeden’ hemen önce ilginç bir an yaşandı.

Özel, konuşması sırasında bir gazeteciden bahsederek şunları söyledi:

“Kurultay günü yanıma bir gazeteci arkadaşım gelip fotoğrafımı çekti, ‘Sen bu işi başaracaksın, beni unutma’ dedi.

Az önce yine yanıma gelip ‘Beni hatırladın mı?’ diye sordu ve ‘İzmir'de rekor kırılacak, bütün belediyeler alınacak’ dedi.”

Özel, bunları söylerken sanıyorum tüm basın mensupları ‘Kim o gazeteci acaba?’ diye merakla birbirine baktı. Eminim herkes şaşırmıştır…

Çünkü aylardır yerel seçim konuşuluyor; İzmir’in tüm günlük gazetelerini, güçlü internet sitelerini, yerel TV’leri ve radyoları olabildiğince takip etmeye çalışıyorum ama bir gazetecinin bile 30 ilçenin kazanılacağına dair ifadesini görmedim!

Neyse… Özel, müjdesini de şu sözlerle verdi:

“Adayları gösterdik ve 4 gün sonra sahaya indik. Anketlerimizi yaptırdık ve yapılan anketlerin sonucunda gördüğümüz o ki aldığımız yol, adayların gördüğü kabul, sahada yarattıkları heyecan bugün belki bir hayal olarak görülen 30’da 30’u müjdeliyor. Hiçbir belediyemiz kaybedilme noktasında değil, kiminde çok açık öndeyiz; örneğin Karşıyaka’da çok açık öndeyiz. Pek çoğunda garanti bir farkla öndeyiz. 4-5 ilçede de ciddi şekilde yarışıyoruz. CHP şimdiden 24'ü, 25'i gördü. İnanırsanız, kenetlenirseniz, çalışırsanız İzmir'de 30’da 30 yapacağız. Buna inanın, buna güvenin.”

Özgür Özel’in bu sözlerine ve ‘gazeteci ağabey’ meselesine dair itirazlarım ve ‘testi kırılmadan’ uyarılarım var.

Öncelikle ‘gazeteci ağabeyi’ yani sevgili Ertan Uysal’ı tanıtayım…

Kendisiyle Buca’da yan yana mesai yapmışlığım da var…

Manisa AkhisarlıCHP üyesiFotoğrafçı

Partinin her etkinliğinde kendisini görmek mümkün…

Gazetecilik geçmişi olduğunu bilmiyorum; Buca’dan birkaç dostla temas kurdum, böyle bir bilgiye rastlamadım.

Tabii kendisine ‘basın emekçisi’ diyebiliriz… Buca Basın Birliği diye yerel bir oluşum için fotoğraflar çekiyor, bunu basın mensuplarıyla da paylaşıyor.

Bu anlamda sonsuz saygıyı hak ediyor…

Zaten derdim Ertan ağabeyin gazeteci olmadığını kanıtlamak değil, haddim de değil…

İtirazım; Özgür Özel’in, yerelde veya yaygın medyada kendisini eleştiren gazetecileri görmeyen, duymayan tavrına…

Çok isterim Ertan ağabey haklı çıksın, çok isterim Özgür Özel başarılı olsun, yerel seçimi zaferle sonuçlandırsın, sonra da iktidarı değiştirsin…. Zaten bu sebepledir kelimeleri seçe seçe kullanmamız…

Ancak gazeteciysek; gördüğümüzü yansıtmak görevimiz… Atatürk’ün partisi daha iyi olsun diye uyarmak boynumuzun borcu.

Ama Kurultay öncesi değişimi savunan bir ‘gazeteci’ ve ‘yurttaş’ olarak her gün biraz daha hayal kırıklığına uğradığımı belirtmem gerek.

***

Sayın Özel, adayların değişmesine dair, “Kötünün yerine iyiyi getirmeye gelmedik. Kadın ve gençlik devrimi yapacağız, yarınların yöneticilerini bugünden yaratacağız” dese de hala pek çok kişiyi ikna edebilmiş değil…

Öyle ki…

Aday belirleme sürecinde kurultay hesaplaşmasına gidildiği, bu kapsamda ödül ve ceza mekanizmasının kurulduğu herkesin dilindeyken, Özel’i destekleyenler bile fısır fısır Tunç Soyer’e haksızlık yapıldığını konuşurken… Özgür Özel, Sayın Cemil Tugay’ı, “İzmir'de değişime ilk karar veren, bütün bir süreç boyunca Türkiye'deki belediyeleri inanılmaz bir dinamizmle gezen, ben yorulduğumda yorulmayan, ben düştüğümde morali düşmeyen” yol arkadaşı olarak sahneye çağırabiliyor ve ‘ödüllendirme’ endişelerini bir kez daha büyütebiliyor!

***

İzmir’de kendi belirledikleri 2 adayı tepkiler nedeniyle değiştirmek zorunda kalırken, en az 6-7 ilçede tabanda büyük bir rahatsızlık varken, ‘O olmasaydı ben olmazdım’ dediği efsane başkan Osman Özgüven tepkiyle partisinden istifa etmişken… Özgür Özel, “İzmir listesi, tarihin en az eleştiri alan listesi” diyebiliyor, tüm eleştirileri görmezden gelerek hepimizi şaşırtabiliyor!

***

2019’daki yerel seçimde İzmir’de 25 ilçe zaten kazanılmışken, Karşıyaka Türkiye’nin en yüksek oy oranlarından biriyle yani yüzde 70,8’le alınmışken, İzmir’de asıl başarı Aliağa’yı, Bergama’yı kazanmakkenSayın Özgür Özel, Karşıyaka’da açık farkla önde olduklarını müjde olarak sunabiliyor!

***

Milyonlarca yurttaş; CHP’li olduğu için değil, faşizmin inşası hızlanmasın diye, tek adam rejimi ve Erdoğan’ın Saray anlayışı perçinlenmesin diye yutkuna yutkuna sandığa giderken, korku imparatorluğunu yıkmak için bir umut kapısı ararken… Sayın Özgür Özel, tam da bu korkuya güvenerek, “O seçmen bir yere kaybolmadı, o seçmen değişmedi, onların korkusu, endişesi baki” diyebiliyor ve bu korkuyu yaşayanların ne olursa olsun hep bir arada kalacağı ön kabulüyle, kafalarına eseni yapabileceklerini zannediyor.

***

Özetle… Sayın Özgür Özel ve ‘İzmir’de 30 ilçe kazanılacak, rekorlar kırılacak’ diyen tüm gazeteciler haklı çıksın, yerel seçim zafere dönüşsün, sonrasında iktidarı değiştirsin çok isterim…

Ancak eleştiren ve samimiyetle uyaran gazeteciler, halktaki tepkiler, örgütteki yıpranma görmezden gelinerek hiçbir şey başarılamaz…

Umut arayanlar ‘değişim’ demişti; ‘hesaplaşma’ ve ‘aynılaşma’ değil!