Zorlu bir kış bekliyor ülkeyi… Yok, iklim açsından demiyorum, umuyorum hava koşulları çok sert olmaz da dertlere dert eklenmez!.. İklim durumunu şimdilik öngöremeyiz ama öngördüğümüz pek çok zorluk var. Saray ve bir avuç yandaş yalakası dışında geniş halk kitlelerini halen yaşamakta oldukları zorlukların daha da ötesinde sıkıntı, sorun bekliyor!..
Evet, iç karartıcı bir tespit ama gidişat önümüzdeki dönem için iyimser olmamızı engelliyor. Öncelik elbette geçim sıkıntısı, artık iyice dibe vuran ekonominin vatandaşın cebine, mutfağına yaptığı baskı. Hayattan, gerçeklikten en önemlisi halktan tamamen kopmuş tek adam rejimi, ahaliyi kendi yaşam standardında sandığı için çözümün değil, sorunun en önemli halkası. Ne elektrik, ne doğalgaz faturaları umurlarında ne de alıp başını giden fiyatlar ve enflasyon!..Umurlarında değil, sanki başka bir evrende, başka bir boyutta yaşıyorlar.
Öyle ki, fiyat artışına çare diye gündeme getirdikleri çözüm ahaliyi daha da sinirlendiriyor. Malum, marketlerde fiyat etiketleri denetimi yapılıyor ama biraz olsun gerçekleri görenler, tarımın bittiğini, üretimde ve lojistikte girdilerin ne kadar arttığını biliyor. Üç beş marketteki göstermelik denetimler tiyatrodan başka bir şey değil. Hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısının çözümü doğru ekonomi yönetimi ile mümkün, aklı olan bunu anlıyor.
Önümüzdeki aylarda geçim sıkıntısı ve yeni zamlarla daha da kabaracak faturalar öncelikli sorun elbette, işsizlik meselesini yazmıyorum bile. Bir işi olanın bile açlık sınırında ücret aldığı bir ülkede işsize ‘öl’ deniyor, ötesi yok!..
Peki ya, önü alınamayan pandemi meselemiz ne olacak?.. Bir yanda pandemi yokmuş gibi davranan sorumsuz bir kitle, diğer yanda giderek artan vaka ve ölüm sayıları. ‘Aşıya karşıyım’ diye ortalıkta dolanan sorumsuzların toplum açısından nasıl bir risk oluşturduğunu anlamak için bilim insanı olmaya gerek yok. Onlar zaten her mecrada anlatıyor, ilgili bakanlık ise ‘rica ediyor’.. Peki, biz aşı olanları bu olmayanlardan kim koruyacak; bilmiyoruz. Sonunda iş gelip sürü bağışıklığına dayanıyor. ‘Kalan sağlar bizimdir’ diyecekler…
Sağlık riski ile birleşen geçim sıkıntısı ile çok zorlanacağımız kış dönemi hepimiz için önemli bir sınav olacak. Önümüze sandık gelinceye kadar ayakta ve hayatta kalmaya çalışacağız. Bizim sınavımız bu.
Bitti mi, hayır! Muhtemelen önümüzdeki yıl yapılacak seçime kadar siyaset kurumumu, daha doğrusu muhalefet de önemli sınav verecek. Erdoğan ve tayfası seçim için ne tür oyunları masaya sürecek, henüz bilmiyoruz ama muhalefet dikkatli, kimseyi dışlamayan birleşmeye açık bir strateji geliştirmeli. HDP’nin Tutum Belgesi’ni dikkate almalı.
Son olarak, Erdoğan ve tayfası da kendi bekası için son sınavını verecek. Bir ABD, bir Rusya derken Türkiye’yi pin pon topuna çeviren dış politika da bitti. Putin açıklama bile yapmadan geri gönderdi heyeti. Yani, artık deniz bitti; biz bu sınavı veririz de AKP ve Erdoğan çoktan sınıfta kaldı…