Arada sırada süper manşetler görüyorum; “Devletten Binlerce Lira Destek! Siz de Alabilirsiniz!”
Heyecanlanmamak elde mi? Öyle ya, devlet annelere, evlenenlere, ev alanlara, hasta bakanlara, iş arayanlara, yetimlere daha birçok kişiye destek sunacak, bunların içinde toplu para, düzenli maaş gibi ödemeler de olacak. Bu kapsamda yer alıyorsanız acele edin denecek, siz duracak mısınız?
Sanki bedavadan para dağıtıyorlar gibi ama kural öyle demiyor. Örneğin engelli maaşı bağlanması için birçok şart var; yüzde 40 ve üzeri engelli olmak sosyal güvencesi bulunmamak gibi.
Yaşlılar ile anne veya babası olmayan (yetim) muhtaç çocuklara ‘Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’ tarafından 817 TL aylık bağlanıyor. Muhtaç aylığı için başvuranın gelirinin olmaması veya gelirin 100-200 lira gibi düşük olması şartı var. Bu kişilere sağlık hizmeti de ücretsiz.
Mükemmel bir sosyal devlet yaklaşımı. Katılmamak, desteklememek mümkün değil! Onun için buna “Başbakanlık Yardımı” da diyorlar. Öyle ya, yardımı alan gün gelir başbakanını ve partisini hatırlar, belki oyunu da ona verir. Yine de ihtiyacı olanlar için bir damla su da olsa, ferahlık verir.
Ancak kazın ayağı öyle değil. Sayıştay yine bir oyunbozanlık yapmış. Sayıştay’ın 2018 yılı denetim raporuna göre, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda engelli olmadığı halde her ay 62 bin kişiye engelli bakım aylığı, veri sisteminde kaydı olmayan 138 bin kişiye de engelli aylığı bağlanmış. Yani ayda 200 bin kişi avantadan para almış.
Sayıştay raporunda diyor ki “Usulsüz ödeme ile ilgili gerekli incelemeler yapılarak, geri alınması gereken tutarların ilgili kişiler adına alacak hesaplarına kayıtları yapılmalıdır.” Bakanlık bu tavsiyeye uyar mı? Sanmıyorum.
Yerel seçim sonrasında birçok büyükşehir ve belediyede on binlerce kişiye avantadan para ödendiği ortaya çıkmışken, sadece bir bakanlığın her ay 200 bin kişiye para ödediği ortaya çıktı. Bunun devamı mutlaka gelecek.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı dikkatle takip edilmesi gereken bir kurum. Daha önceki adı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı idi. Ve bakan hanım onlarca öğrenciye tecavüz edildiği iddiasıyla ilgili olarak "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” demişti. Böylece Ensar Vakfı gündeme oturdu, sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden aldıkları filan, neler ortaya döküldü neler…
Kamuoyundan gelen müthiş tepki üzerine, bakanlığın adında “sosyal politikalar” yerine “sosyal hizmetler” değişikliği yapıldı. Yeni bakan ile ortaya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak sürüldü. Bu bakanlık da 200 bin kişiyi hak etmediği maaşa bağladı.
Paralar böyle har vurup harman savrulursa, on binler, yüzbinler çalışmadan para alır, 5 milyon Suriyeli Türkiye’de krallar gibi yaşatılırsa tabii ki para için gariban halkın cebine el atılır. Vergi salınır, paralar toplanır. Peki, bir de toplanan paraları araştıralım bakalım neler çıkar?
Sadece bir tanesi için, deprem vergilerinden toplanan paralarla ilgili olarak Kemal Kılıçdaroğlu soruyor: “Deprem parası nereye gitti? 1999’dan sonra İstanbul’da deprem için 17 yılda 36 milyar dolar toplandı. Deprem vergileri nereye harcandı? Nereye gitti bu vergiler? 29 okul dahi depreme dayanıklı hale getirilmemiş.”
Toplanan fonları, amacının dışında başka yerlere aktar, yandaşlarına dağıt. Oh, ne güzel anlayış!
Bilin ki vatandaşın iflahı kesildi… Seçime bir gitseler ampul patlayacak…