Ormanlarımız yanıyorlar ve yakılıyorlar! Faiz haram diyenler İngiliz tefecilere inanılmaz tutarlarda faiz ödüyorlar. Çünkü ilan edilmemiş bir iflası yaşatıyorlar bize ve mutlak para gerekli!

Ülke itibarı diye bir şey kalmamış.
Tüm olumlu konularda dünyada en dip sıralardayız. En berbat yüzkarası işlerde de en üst sıraları işgal etmişiz.
Çiftçi ürününü tarlada bırakıyor. Toplama maliyetlerini de yüklenerek daha kötü duruma düşmek istemediği için. Ürün ne olursa olsun; karpuz, domates, vb. Oysa o ürünü tüketmesi gerekenler alabilmek için yanına bile yaklaşamıyorlar. Çünkü açlık; haydi en iyi tahminle, yoksulluk sınırı altında yaşıyorlar.

Eğitim politikaları var. İşte bu politikalarıyla da Orta Çağ’dan bile geri bir nesil yetiştirmek üzere kurgulanmış. Bu ülkenin geleceği olmadığı anlamındadır…
Üniversite sayısı 200’lerde diye övünüyorlar. Ama en saygın üniversitelerimizi bile değersizleştirdiler. Açıkçası üniversite falan da bırakmadılar. Sayılarına değil niteliklerine bakın!

Sağlıkta yaşananlar daha bir şey değil. Önümüzdeki yıllarda şehir hastanelerinin kirasını ve sağlık emekçilerinin maaşlarını ödeyecek kadar bütçesi olacak Sağlık Bakanlığı’nın. Devasa oldukları kadar hiçbir işe yaramayan bu hastanelere kiralar ödenecek ama insan sağlığı için bütçede kuruş olmayacak! Özel hastanelere ancak parası olanlar ama çok çok parası olanlar gidebilecekler…
Ekilecek tarım alanlarını yok ettiler. Hem de bilerek ve isteyerek!

Yerli tohum kullanmak artık suç.

Hayvancılık yok edildi. Meralar, otlaklar, yaylalar peşkeş çekildi durdu gereksiz enerji yatırımları için.
Orman bırakmadılar ülkede. Turizm yatırımları amaçlı yangınlar, madencilik için yangınlar, plansız kentleşme için konut alanı yangınları…
Doğa, yaşam alanları yok edildikleri gibi toplumsal yaşam da yok ediliyor.
Herkes herkesle bir nedenle kavgalı!

Faşizmleri o kadar pervasız ki, TBMM’nde kan dökebiliyor, kadın yumruklayabiliyorlar…Hani bir tane olumlu kalmış değerimizi söyleyin? Söyleyemiyorsunuz değil mi?
Ne ticari ahlak ne de başka konulardaki ahlak yok artık.
Mafya egemenliği, kadın cinayetleri, uyuşturucu kullanımında korkutucu artış, insan kaçakçılığı, nükleer çöplüğe dönüşmüş ülke…
Avrupa’nın tehlikeli atık çöplüğü haline getirilmiş bir ülke…
Daha sayılacak o kadar çok suçları var ki!
Bu ülkede insanca yaşayabilmek için bunların hesabı sorulabilmelidir.
Yoksa bu günleri bile arayacağımız koşullarda sürünürüz.