Bunu söyleyen erkeklerle sohbet etmekten çok keyif alıyorum.

Gözlemlerime göre erkekler en çok detaylarda boğulmamızdan şikâyetçi. Bir de duygusal olmamız var… Konuştukça liste uzuyor ama öne çıkan iki konu bunlar.

Kadınlar detaylarda yaşıyor çünkü el kadar çocukken kiminle neyi nasıl konuşması, sofrayı nasıl kurması ve sofraya oturan herkesin neyi görmek istediğini bilmesi, sokağa çıkarken nasıl giyinmesi gerektiği, el âlemin ne diyeceği gibi tonla uyarıya maruz kalıyor. Kadınlığın o detaycılığı içeren kalıbı, çocukluğun üzerinden bunlar gibi yöntemlerle çıkartılıyor.

Birey olmanın gerekleri, toplumsal cinsiyet rolleriyerine insanlık üzerinden öğretilseydi eğer şu an cümleten dahamutluyduk. “Kadın şöyledir erkek adam da böyledir” kalıpları, hayatımızın kıyısında olamazdı. Eşitlikten belki yine bahsedemezdik ama bu boyutta ayrımcılık da olmazdı.

Ayrıca toplumsal cinsiyet rolleri, bir tek kadınları değil erkekleri de mengenesine alıyor. Erkek adam ağlamaz, dayak yemez, evini geçindirir gibi yığınla duvarı ruhlara örüveriyor.

Erkek adam niye ağlayamıyor? Makine mi bu adam? Canı acıdığında duygularını bastırmak yerine ağlasın. Ağlasın ki o bastırıp içte tuta tuta öfkeye dönüşen duygu, sahibinin ve çoğumuzun canını yakmasın.

***

Bu konuları yoğun olarak otuzlarımın başında hayatı sorgularken düşünmeye başladım.  Büyüdüğüm çevreden öğrendiklerimin yetişkin halime nasıl sindiğini idrak etmek, şu anda normal geliyor ama o zaman ufaktan deprem nedeniydi. Depremin artçıları, “Bunları bir daha yaşamayacağım, başkası da yaşamasın” deme, dertleşme ve yol arama hali ile devam etti.

Dertleştiğim kadınlardan bir kısmıyla Avukma Kadın Kooperatifi’nde kurduk. Mükellef sofralarda havada uçuşturduğumuz hayalleri, kimimiz doğadan ilham alarak ürün tasarımına, kimimiz illüstrasyon çizime kimimizde dikiş masasının başına geçip ürüne çevirdi. Hayalleri kurduranlar da İzmir’in dağlarında açan çiçekler, Ödemiş’in Bozdağ’ı, Ege ruhu ve çocukluk anıları oldu. Bunlar olurken hep sağımızda solumuzda (arkamızda değil) el veren hatta dikilecek kumaşı kesen erkekler vardı.

Bana göre üretimin böylesi, toplumsal cinsiyet rollerini yeniden tanımlamak için bir çeşit tohum. Yayılmak için biraz daha kuşa ve rüzgâra ihtiyacı var.

***

Avukma, bir diğer hayali olan altınotu projesini aylardır ilmek ilmek işliyor. Kadınlı erkekli yaptıklarını tanımak ve altınotu dikimine katılmak isteyenleri 10 Kasım Pazar günü Urla’da ki Manej Urla’ya davet ediyor.