Sadece parti veya aday tercihi değil bana göre ülkenin geleceği için ‘referandum’ niteliği taşıyan önümüzdeki seçim çok kritik, herkes bunun farkında. Siyasiler de yeni söylemler geliştirip, pozisyon almaya çalışıyor. Örneğin Bahçeli, kendini muhalefete konumlandırıyor, Kılıçdaroğlu, ‘helalleşelim’ diyor, Selahattin Demirtaş ‘sol ittifak’ çağrısı yapıyor, Erdoğan, ‘50+1 den nasıl kurtulurum’ diye yoklama çekiyor, CHP’yi kapatma dedikodusundan medet umuyor ve tabii nefret dili tavan yapıyor!..
Geçmişe şöyle bir bakarsak, Bahçeli’nin içinde olduğu veya destek verdiği her oluşumu yarı yolda bıraktığını, hatta arkadan vurduğunu görürüz. Ekmelettin olayı ile Kılıçdaroğlu da bundan nasibini almıştır. Şimdi Erdoğan’ı benzer bir akıbet bekliyor o nedenle Bahçeli’ye güvenip ortaya attığı 50+1 kazığından kurtulmaya bakıyor. Elbette çok geç, o kazıkla seçime girecek!..
Çok tartışılan ‘helalleşme’ konusuna gelince yine sulandırılan bir söylem oldu ne yazık ki. İyi niyetle söylendiği kesin ama helalleşme iki taraflı olur; eğer bu söylem AKP’ye oy veren mütedeyyin seçmende karşılık bulursa ne ala; o zaman karşılıklı helalleşme olur. ‘Hesaplaşma’ diyenler burada yanılıyor; o yargının işi ve mutlaka olacak. Kimse Erdoğan’la ve avanesiyle helalleşip af edilecekler gibi bir sonuç çıkarmasın. Helalleşme önemli bir adım ancak yüzleşme de olmalı… Hesaplaşma ise, seçimden sonra suç işleyen herkes için geçerli, ben hiç birini affetmiyorum; herkes yargıda hesap verecek. Ancak Kılıçdaroğlu’nun bu söylem ile iyice sertleşen, kamplaşan, bölünen toplumda bir yumuşama ve uzlaşma havası yaratmaya çalıştığını düşünüyorum. Erdoğan’ın giderek sertleşen ve Çhp’yi kapatma düşüncesine kadar varan antidemokratik tavrına karşı stratejik bir çıkış!..Yıllardır sertlikten kavgadan düşmanlıktan beslenen iktidar dili toplumu o kadar yordu ki, ‘helalleşme’ ile karşılığını bulan uzlaşma dili eminim etkili olacaktır.
Kaos, kavga, nefret, düşmanlaştırma üslubu artık aut!..Toplumda karşılığı kalmadı, millet geçim derdinde yorgun ve bıkkın. Artık uzlaşma dili etkili olacak.
Selahattin Demiştaş’ın sol ittifak çağrısı da çok önemli, HDP başta TİP, TKP gibi partilerin ittifak kurması çok olumlu bir adım olur. Kimse bu kesimin oylarını cepte keklik görmesin; kendi adaylarını çıkarmalı ve ilk turda güçlerini ortaya koymalı. Şunu herkes bilmeli, bu kesimin oyları seçimin belirleyicisi olacaktır.
Ekonomisi dibe vurmuş haldeki ülke, zor koşullarda seçime gidecek. İktidar bu süreçte hangi adımları atarsa atsın, kaybedecek; bu görülüyor. Önemli olan muhalefetin bir hata yapmadan kendi kalelerine gol atmadan sandığa ulaşması. Sandıkların korunması oy sayımının olabildiğince adil olması elbette çok önemli ama iktidara gelinse bile tehlike varlığını sürdürecektir.