31 Mart seçimlerinde seçmen öyle farklı motivasyonlarla oy kullandı ve sandıktan herkesin ‘sürpriz’ dediği öyle bir sonuç çıktı ki, iktidar da muhalefet de hatta seçmen de ‘şok’ oldu…
Şu anda iktidarda, muhalefet kanadında ve toplumda ortak tek bir duygu hakim; o da ‘şaşkınlık’…
Mayıs seçimlerini ‘kazanıp’ kibir ve altı boş özgüven ile yerel seçime giden, devletin tüm kurum kuruluşlarıyla sahaya çıkan AKP cenahı, sağlam bir ‘kroşe yedi; abondone oldu’; aldığı darbenin şiddetiyle acayip şaşkın vaziyette. Bu sonuçları neresinden okuyacaklar, aslında hezimetin tek sorumlusu olan ‘tek adam’a bunu nasıl anlatacaklar, bilmem! Daha 6 ay önce halka bin bir vaat verip pembe tablo çizerek seçimi alan ‘tek adam’ bu süre içinde fakirlik ve yoksulluğu ikiye katlayınca al sana ‘seçmen tokadı’ nasıl diyecekler?
Seçimden 5. Parti olarak çıkıp yerlerde sürünen baraj altı iktidar ortağı MHP desen feci vaziyette; Bahçeli’nin ekranlara yansıyan hali sanki sandıkta yediği dayağın eseri gibi duruyor!.. Bahçeli’nin eski mecali olsa ‘erken seçim’ deyip tüm sorumluluğu ortağına atarak kendini kurtarmaya çalışırdı ama artık yemezler!... Ne Bahçeli’de o güç var ne de halkta bu oyuna gelecek göz var!..
Aslında CHP hariç bütün muhalefet partileri baraj altında, ‘özü başına’ seçime giden Akşener’in bu sonuçla ‘eve gitmesi’ gerekirdi ama hala seçimli kurultay deyip top çeviriyor; kalan müritleri nasılsa ‘kal’ diyecektir!.. Ama, Bilge Yılmaz’dan sonra kopuş artacaktır, ben Ümit Özlale’den de aynı hamleyi bekliyorum doğrusu…
YRP bir çıkış yakalayıp 3. Parti olsa da CHP hariç tüm muhalefet partileri baraj altında. DEM’in gerçek oyu bu seçimde aldığından fazladır, YRP rüştünü ispata devam edip AKP’yi bölmeye devam eder ama tüm muhalefet partilerinin ‘dükkanı kapatma’ değilse de oturup ciddi düşünmelerinin zamanı gelmiştir. Özellikle oy pusulasının 1 metreye çıkmasına neden olan dağınık haldeki sol partilerin!..
Yokluk, yoksulluk, laiklik endişesi, yargı, sağlık, eğitim sistemindeki çöküş, gelecek endişesi, işsizlik… Hangi motivasyonla olursa olsun; ülkedeki yıkımdan payını alan seçmen sandıkta sessiz sedasız bir devrim yaptı; dip dalgayı tsunamiye çevirdi.
Şimdi Türkiye haritasını kırmızıya çeviren CHP’nin önce bu başarıyı hazmetmesi ve en önemlisi kalıcı kılması gerekiyor. Zira bu oyların yüz 10 civarı ‘emanet oy’ ; başka adreslerden geldi. Ortaya koyacağı genel ve yerel politikalarla bu oylar ya kalıcı olacak ya da dağılacak. Bu anlamda hemen ‘genel seçim’ çığırtkanlığı yapanlara kulak asmadan seçmene ‘oy verdiğinize pişman olmayacaksınız’ dedirtecek politikalar üretmeleri gerekiyor. Artık parti içindeki ‘başarısız olsunlar da Kurultay yapsak, Özgün Özel’i devirsek’ vs..’ diyenlerin de sesi kesileceğine göre CHP’de asıl iş şimdi başlıyor.
Adeta genel seçim kıvamında geçen yerel seçim sonuçları daha çok konuşulur, siyasette kartlar yeniden karılır sürpriz gelişmeler yaşanır; perde arkası pazarlıklar da ortaya dökülür. Ama şu bir gerçek bu seçimlerle 100. Yılında yapılanda olamasa bile 101. Yılında kazananın ‘Cumhuriyet’ olduğunu bize gösterdi. Cumhuriyet değerlerinin daha fazla ve korkusuzca sahiplenildiği bir döneme giriyoruz. Kazanan Cumhuriyet değerleri oldu; asıl sevincimiz buna!..