Yerel seçimlerden sonra Başkan Cemil Tugay’ı geçtiğimiz günlerde ilk kez yakından görüp konuştuğumda edindiğim izlenim; rahat, keyifli ve enerjik oluşuydu.
Masada karşılıklı otururken; ‘burada neler konuştuk değil mi’ dedim, o da gülerek ‘evet, aday olacağımı sana söylemiştim, inanmamıştın’ dedi. Ben de ‘Size inandım ama siyasette 24 saat değil, bir saatte bile çok şey değişir’ dedim. Bence adaylığı açıklanıncaya kadar kendisinde de o endişe vardı ve sonrasında çok gergin, zorlu bir adaylık ve kampanya dönemi geçirdi. Bir yanda ‘AKP seçimi alabilir, ilçeleri siler süpürür’ gibi algıları yayan, CHP içindeki İrlandalılarla mücadele ederken kendisini ve projelerini anlatmaya çalıştı. Kolay değildi ama kimsenin yüzünü yere eğdirmedi; gerçekten İzmir’de ve Türkiye’de büyük bir başarıya imza atıldı.
Gördüğüm o rahatlama elbette bu sonuçların eseri ancak ‘dayatma genel sekreter’ formülüne karşı duruşu ve bundan sonuç alması da ruh halini olumlu etkilemiştir sanırım! Belediyede yapacağı atamalar, yeni görevlendirmeler çok önemli; çünkü başarı ekiple gelir. Doğru ve liyakate dayalı tercihler yapılmazsa, Başkan ağzıyla kuş tutsa faydası olmaz. Bir de yapılan işlerin halka ulaştırılması, bilgilendirme yapılması konusu var ki hepsinden önemli. O iş artık büyük ölçüde sosyal medyadan geçiyor. Sosyal medyayı iyi değerlendiren bir başkan büyük avantaj sağlar, bu da günümüz gerçeği…
İzmir, iyi ellerde verimli bir tarladır!
Muhalefet partilerinin hemen hiçbir varlık gösteremediği İzmir’i bir tarla olarak düşünürsek CHP’li başkanlara bu tarlayı en verimli en rasyonel şekilde kullanma imkânı verildi. Ağlaşmadan, şikâyet etmeden, halktan aldıkları güç ve yetkiyle İzmir’i parlayan yıldız haline getirmek zorundalar; onlardan beklenen bu…
Bakın, İzmir’de rakip diye gösterilen bir İYİ Parti vardı değil mi, sadece burada değil ülke genelinde tokadı yedi gitti! Adayı Ümit Özlale benim de olumlu değerlendirdiğim biriydi. Seçim sonrası partisinden istifa etmesi hiç şaşırtmadı ama son genel kurulda yönetime girmesi bir o kadar şaşırtıcı oldu! Yeni genel başkan MHP geçmişi olan ve İP’in içindeki ‘ülkücü kanadı’ temsil eden biri; o nedenle liberal isimler istifa etti. İzmir, ülkücü hareketin etkili olduğu bir kent hiç olmadı; genel başkanın İzmirli oluşu, fark yaratır mı bunu göreceğiz.
Ama şu anda beklenen, İzmirli belediye başkanlarının Cemil Tugay’da gördüğüm pozitif enerjiyi örnek almaları ve ‘borç ağlaşmasına’ değil işlere, projelere odaklanmalarıdır. Unutmasınlar ki CHP’yi iktidara taşıyacak etken yereldeki başarıları olacaktır.