Güler yüzlü, tatlı dilli, hoşgörülü bir adaydı. Herkese dağıtacak kadar da mavi boncuk sahibiydi. Amacına da ulaştı. Şimdi esas görevini yapmalıydı. İzmir’i pazarlamak onun göreviydi.
Tarzı Cumhurbaşkanı’na benziyordu. “İsteseler de istemeseler de yapacağız!” diye öfkeyle bağırmıyordu elbette. O, “Bizim herkesle uzlaşmamız mümkün olmayabilir...” diyordu. “Herkesi memnun edemeyiz...” de diyordu. Uzlaşacakları ve memnun edecekleri besbelliydi!
İzmir’in tarihinin, kültürünün, doğasının, varlığının ne önemi vardı ki onun için? Önemli olan “yatırım alanları”nın sermayeye açılması ve dahi engellerin önlerinden kaldırılmasıydı.
Kültürpark’ın yapılmasına daha Dr. Behçet Uz zamanından beri karşı çıkan İzmir Ticaret Odası ile uzlaşmayacak da TMMOB ile mi uzlaşacaktı? Zaten İzmir Ticaret Odasında yıllarca çalışmamış mıydı? Şimdi o eski amirlerinin kendisinin önünden ardından koşuşturup ricalarda bulunmaları ne de hoşuna gidiyordur. Diğer sermaye örgütleriyle de uzlaşma, anlaşma elbette unutulmuyordu.
“... Biz TMMOB ve ona bağlı meslek odalarını çok önemsiyoruz. Çünkü her biri, kendi meslek disiplini ile ilgili çok yetkin, çok uzman barındırıyor ve gençliğimden beri TMMOB’un bu ülkenin deniz feneri olduğunu düşünüyorum. Sadece TMMOB değil Tabip Odası, Baro da buna dâhil” diyor. Meslek Odaları bize yol gösteren, ufuk açan kurumlardır” diyor. İnanıyor musunuz buna?
Kültürpark’ta acil gereksinim nedeniyle, yıkılmak üzere geçici olarak yapılan ruhsatsız “hangarlar” yıkılacak ve yerine on iki bin metre kare ruhsatlı, plânlı bina yapılacak. Yani yıkılacak, geçici olan hangarlar yerine kalıcı ve ne amaçla kullanılacağı Belediyenin İmar Müdürü’nce bile bilinmeyen on iki bin metre karelik bina! Hangi “önemsenen, deniz feneri” TMMOB’ne bağlı Odanın görüşü, desteği alınarak plânlandı bu bina? Yoksa “Basmane Çukuru” ile ilişkili bir plânlama mı söz konusu? Kim için ne için ve kimin çıkarına, hangi gereksinim nedeniyle bu bina? Neden yeşil alan değil de Kültürpark’ta bina?
Kültürpark Platformu sormuş İzmir’in Tek Adamı’na:
“...1950’lerin mimari yapı temsiliyetinin önemli bir parçası, mimari bir miras olarak değerlendirilen Celal Atik Spor Salonu’nun, niteliksiz eklerinden arındırılarak korunması, kamu kullanım devamlılığının sağlanması yerine bunu yıkmanızı ve yenisini yapmanızı söyleyen” Oda temsilcileri hani neredeler?”
“Çok değer verdiğiniz Odalar mı size “1930’larda Halk Okulu, Medeniyet Merkezi” olarak kurgulanmış Kültürpark’ı bir ya da birkaç müze tanımının içinde tarif etmenizi önerdi?”
“Daha da ötesinde TMMOB’a bağlı odalar mı sizi alanın planlanması, tasarımı ve yönetiminde; felsefe, sanat, sosyal bellek, siyasal ve toplumsal süreç, kişisel ve toplumsal tercihler, ekonomi, ekoloji gibi pek çok girdiyi içerecek disiplinler arası bir çalışma yapılmasından alıkoydu?”
“TMMOB’a bağlı Odalar ile yukarıda sorduğumuz soruların hangilerinin yanıtında mutabakata vardığını açıklamanız gerekiyor. Çünkü ortalıkta böylesi bir mutabakat, uzlaşı görünmüyor.”
Bilmem yanıt verilir mi yol yakınken dönülür mü?
Gerek merkezi irade gerekse yerel iradeler olguları değiştiremeyince algılarla oynayarak istediklerini dayatabiliyorlar. Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Tek Adam varsa, İzmir’de de seçmenin önyargıları ve dogmalarıyla solcu, aydın, halktan yana sanılarak Tek Adam olmuş biri vardır.
Kurtulmak gerek!