Yaşar Kemal, şu şarkılara da devşirilen muhteşem şiirinde dünyanın ucunda açan bir gülden başlayarak, efil efil esen yele merhaba der ya, ben onun kadar ihtişamlı merhaba diyemem. Ama aynı yürekle, aynı içtenlikle, aynı sevinçle size “merhaba” diyebilirim.
Tüm bu günlerin içinde, tüm bu uğraşın, kederin, umudun ve umutsuzluğun ve heyecanın ve kazanımların ve kahroluşların arasında bana da bir omuz verme şansı tanıyan insanlara da teşekkürler. Elbet birlikte olursak başaracağımız bir şeylerde o birliğin içinde bir ses olabilmeme neden olanlara teşekkürler.
İşlerimiz var yapılacak, tekrardan demokrasiyi diriltmemiz gerek. Bir üzüm bağı gibi görmemiz gerek. Evet belli ki demokrasinin havasına, güneşine, suyuna dikkat etmediler. Toprağını havalandırmadılar, ilaçlamadılar, böcekler yedi, solucanlar dadandı, kuruyan yapraklarını ayıklamadılar. Biz yapacağız, tekrar canlandıracağız.. Çünkü belli oluyor ki, biz özen göstermezsek, solup gidecek.
Bu bağlamda İzmir Belediyesinin, Tunç Soyer’in bizzat yaptıkları mükemmel. Mesela şu meşum yangından sonra Twitter’dan “Nasıl yapabiliriz, nasıl sarabiliriz” diye İzmirlilere sordu. Oradan aldığı fikirler doğrultusunda, 9 Eylül günü, fuara giriş ücretini ormanlar için kullanmaya karar verdi.
Daha öncesinde bir kaç kez yine internetten, anketler yaparak belediyenin hangi hizmetlere öncelik vermesi gerektiğini sordu insanlara. Belediyenin sitesine giren her İzmirli toplu taşımadan, belediyenin ana hizmetlerine önceliklerini sıraladılar. Belediye elbet ki bunları dikkate alacak, İzmirlinin kendi önceliklendirdiği şeyleri, yine birlikte yapacaktır. Hatalar olacak, insanız beşeriz, şaşarız, birlikte düzelteceğiz. Biz bu şehre sevdamızı, demokrasinin toprağına gübre diye katacağız.
Kültürün, edebiyatın, eğitimin baskı altında olduğu, tek kişinin tüm kararlara hakim olduğu, korku içinde yaşayıp çeşitli eksenlerde bulunan insanların, kendi şehirleri için söz hakkını olduğunu düşünmeye başlaması azımsanmayacak bir olaydır.
Biz İzmir’den tekrar kök saldıracağız demokrasiye. Unutanlara hatırlatacağız, bizim, kendi öz çiçeğimiz gibi büyütecek, kök saldıracak ve nihayetinde merkezi iktidara taşıyacağız. Hep birlikte, hep beraber.
Ve böylelikle, yeniden merhaba.