Ranta kurban edilen bir ülkede insan canının elbette kıymeti harbiyesi yoktur! Örnek çok…Dere yataklarına inşaat izni verilir, otoyol yapmak için sel suyunun denize ulaşmasının önüne geçilirse, doğa gereğini yapar; önüne ne çıkarsa alır götürür. Canı, malı gitmiş gözü yaşlı halka bu sorumsuzluk ‘kader’ diye yutturulur.

Deprem vergisinin otoyol yapımına harcandığı ülkemde kaynak ayrılmadığı için yenilemeyen evlerde her depremde yüzlerce vatandaş canını, malını yitirir; adı ‘fıtrat’ olur. ‘Geliyorum’ diyerek gelen maden facialarından hiç ders alınmaz, önlemler hiçe sayılır; göz göre göre gencecik canlar feci şekilde hayatını kaybeder; ‘Bu işin kaderi böyle’ denilerek sıyrılmaya çalışılır. Orman yangınları, gün geçmeyen kadın cinayetleri, iş kazaları, kısacası her türlü felaket…Hep ‘kader’ dir!..

Verilmek istenen mesaj ‘kadere iman edin’dir, itiraz etmeyin, karşı çıkmayın!.. Ve din eksenli siyaset jargonunda ‘iş gören’ bir söylemdir. Dini söylemde fıtrat, zorunlu olarak kadere razı olmayı, kabullenmeyi öngörür. Aslında her biri önlenebilir olan bu faciaların hepsinde soruna ‘kader’ diye bakan anlayış neticede ölümleri de meşrulaştırır. Böylece siyasal iktidar sorumluluğunu perdeler ve her seferinde bu genel kabullenişin ‘ekmeğini yer..’ Olan yoksula, emekçiye, görmezden gelinene olur!..

Oysa bu ‘fıtrat’, zenginler ve yönetenler için geçerli değildir… Onların kaderi başka yazılmıştır!..

301 madencinin öldüğü Soma faciasında tutuklu yok!.. Maden sahipleri bir şekilde paçayı sıyırıyor; Bartın’da da durum farklı olmayacaktır. Zaten siyasi erk, olaya ‘kader’ diyerek bir anlamda cezasızlığın da önünü açıyor. Zaten işin ‘püf noktası’ burası; geçmiş örnekler gösteriyor ki, ceza filan hikaye; aslında hayatta olması gereken tabutlardaki o canlar; ‘kader kurbanı’ yapılıyor, şehit diye geçiştiriliyor; böylece konu kapanıyor. Korkarım Bartın’da da aynı şey olacak!..

Bu sürdürülebilir bir durum değil, bunca acı ve felaket topluma daha ne kadar ‘kader’ diye dayatılacak. AKP, bu ülkenin kaderi mi, bu mudur yani? Bizim fıtratımız da AKP ile yaşamak mı?

İlk seçimde ülke bu kadere bir son vermeli, devlet her alanda gereken önlemleri alan, cezaları uygulayan, insan canını önceleyen, adil, adaletli bir yapıya kavuşturulmalı.