Tüketim toplumunun kurguladığı, emrettiği gibi yaşatılıyoruz. Tüketiyoruz, tüketmek için yaşıyoruz. Sonuçta kişi başına yaklaşık bir buçuk kilogram evsel atık üretiyoruz. Diğer atıklarımız yazımın konusu olmadığı için onları belirtmiyorum.
Üreticileri, evsel atıklarının kendi yerleşim alan sınırları içinde depolanmasını, geri kazanımını, dönüştürülmesini asla istemiyorlar.
Evrensel Gazetesi yazarı gazeteci Özer Akdemir, Harmandalı Katı Atık Depolama Alanı civarında olan biteni yazmış. Çok ciddi feryatlar yükseliyor satırlarından. Duyan var mı? Yoksa 1993 İstanbul Ümraniye’ deki evsel katı atık depolama alanındaki patlama gibi bir patlama ile mi duyulacak Harmandalı’daki sorun?
Tüm Türkiye’mizde evsel katı atıkların depolanması büyük sorundur. İzmir bu konuda öncülük yaparak ilk bilime ve tekniğe uygun evsel katı atık depolama alanını gerçekleştirmiştir. Ancak kapasitesi aşılalı, kullanım süresi dolalı yıllar olmuştur.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, sorunun çözümü için yıllardır çaba harcamaktadır. Bilimsel ve teknik uygunluk disiplininde her nerede gerçekleştirilmek istendiyse, başta yörelerin sakinleri olmak üzere karşı çıkılmıştır.
Peki evsel atık sorunu nasıl çözülecek?
Tüketim toplumu modeliyle hızla artan miktarlarda atıklar üretilmektedir. Sermaye ile birlikte atık dağları da büyümektedir. Tehlikeli atıklar, nükleer atıklar, evsel atıklar; atıklar atıklar...
Emredildiği, dayatıldığı ve programlandığımız gibi tüketime tutsak edilmişiz. Hiç olmazsa sorunun kısa vadeli çözümü olarak evsel atıkların bilime tekniğe uygun depolanmasını düşünmeliyiz. Bu konunun uzmanlarına, ekoloji ve çevre örgütlerine güvenmeliyiz. Güvenimizi kazanmış bu örgütlerle gerçek anlamda iş birliği yapacak yatırımcı belediyelere engel çıkarılmamalıdır. İzmir için bu belediye yasal olarak Büyükşehir Belediyesidir.
Evet, bizi Kültürpark konusunda aldattı, İnciraltı ve Çeşme konularında şaşırttı. Seçim öncesi adamaları ve Arama Çalışmaları sonrası yaptıkları bizim haklı olduğumuzun kanıtlarıdır. Uzun vadedeki çözümün tüketim toplumu olmaktan kurtularak ekolojik bir toplumu üretmek olduğunu biliyoruz. Bu uzun erimli amacımızdan asla vazgeçemeyiz. Ancak, kısa vadedeki çözümler için dayanışmaya hazır olmalıyız.
Düşünün: EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu) ile İYA (İzmir Yaşam Alanları Platformu); TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, kentimizdeki devlet üniversitelerinin konu ile ilgili bölümleri İBB ile ortak çalışıyorlar...
Konu belli: “İzmir’ de Evsel Katı Atıklar Sorunu.” Çözümün bilimsel ve teknik yöntemlerle nasıl çözülebileceği de ortak akılla üretilebilir. Halk da bu çözüme ikna olur. Neden olmasın ki, kentimiz ve hepimiz için uygun olan kabul edilebilir çözüm kendileriyle birlikte tartışılmış ve üretilmiştir. Kenti tek adam ve egemen bürokratıyla değil halkın ve uzmanlarının katılımıyla yönetmek; demokratik yöntem, bu sorunu çözer. Bu da ayrıca diğer sorunların çözümüne de yol gösterici olur.
Yoksa kentsel facialar yaşar Allah’tan biliriz. Haydi, sorunların çözümü için dayanışmayla ortak akılla çözümler üretmeye!