Şuna kesin kanaat getirdim ki, bu ülkede asıl sorun, iktidarı ve Sarayı sadece eleştirmekle sonuç alabileceğini sanan aymaz muhalefetin vurdumduymazlığı. Be arkadaş, çıkın şu Meclis’in sıcak odalarından, parti binalarından!.. AKP ve Saray’ın yarattığı gündemin peşinden gitmekten artık vazgeçin!.. Grup toplantısı, üç beş twit, yazılı metni okuyarak basın açıklaması yapmakla bu iş olmuyor, olmayacak! Nereye gitsem, kiminle konuşsam artık ülkeyi felakete sürükleyen iktidar değil, yetersiz muhalefet konu ediliyor.
Siz, iktidarın yarattığı suni gündemlerin peşinden giderken bu ülkede yeni bir rejim kuruluyor, biliyor musunuz? Şeriata dayalı anayasadan söz ediliyor, mehdiler bekleniyor, kamuda dine uygun kılık kıyafet deniliyor, Saray’ın kendi milis kuvvetleri güçlenirken TSK küçültülüyor, tarikatlar, cemaatler devlette iş kapmanın anahtarı oluyor, liyakat yerlerde sürünüyor…hangi birini sayayım, laiklik gidiyor,şeriat geliyor!..
Tv kanallarında açıkça Cumhuriyet’in kuruluş değerleri ve kurucusuna hakaret ediliyor, aslında bu ülkede çoğunluğu oluşturan kesim, demokratik parlamenter sistemin yok edilişi, hak ve özgürlüklerin bitirilmesini kaygıyla izliyor.
Muhalefet ise, ‘din düşmanı’ derler korkusuyla gericiliğe teslim oluyor, ‘PKK’lı derler’ korkusuyla bu ülkenin doğusundan batısından oy almış legal bir partiyi dışlıyor. Bir demokrasi ittifakı kurulamıyor, kazanılmış mevziler de terk ediliyor.
Adalet yürüyüşü çok mu yordu?
Ana muhalefetin bunca yıldır akıllarda kalan tek eylemi, Adalet Yürüyüşü oldu. AKP ve Saray, CHP’nin gündem yaratmasını şaşkınlıkla izledi, eylem yurt içinde yurt dışında çokça haber yapıldı.
Halk yürüyüşe büyük destek verdi, geçilen her yerde on binler katıldı. ‘Bir şeyler yapın arkanızdayız’ mesajı daha nasıl verilebilir?
Artık muhalefetten beklediğimiz sıcak binalardan çıkmaları, başta laiklik olmak üzere ülkenin temel sorunları olan işsizlik, yoksulluk geçim sıkıntısı gibi temel konularda kitlesel eylemler yapmaları. Eğer Adalet Yürüyüşünde çok yoruldularsa bilemem ama demokratik kitle eylemlerine öncülük etmek, halkın beklentilerine karşılık vermek öncelikli görevleri olmalı.
Türkiye, kendi sorunlarını konuşmuyor; İran, Libya, Suriye, Irak, ABD.. Bu ülkeleri konuşuyor, bu ülkeleri tartışıyor. Tam ‘cambaza bak’ durumu.
Artık dikkatler ülkenin asıl meselesi olan iç sorunlara çevrilmeli. Bir sürü yapay gündemin peşine takılıp gitmek değil vatandaşın günlük yaşantısını çekilmez hale getiren konular gündem yapılmalı.
Ülke gerçekten tarihinin en kötü dönemini yaşıyor, ‘muhalefet yaparmış’ gibi davranmaya artık son verilmeli.
Yoksa bu haliyle daha çok kaybederiz, atı alan Üsküdar’da at gezdirmeye devam eder!..