İktidar cenahının, açlık/yoksulluk sınırı arasında gidip gelen milyonların gözünü boyamak, batık ekonomiyi dikkatlerden uzaklaştırmak için yaptığı çeşitli atraksiyonlar gündemi alıp sürüklüyor ne yazık ki… EYT, asgari ücret, emekliye artış vs. derken şu sıra herkes cebine ne gireceği, ne zaman emekli olacağı derdine düştü.
Önümüzdeki aylarda tek adamın şapkasından çıkartacağı başka şeyler de olacaktır. Tam seçime doğru piyasayı paraya boğacak, karşılıksız bastığı paralarla geçici bir refah dönemi yaratacaktır. Sonrası facia olacak elbette ama bu onların derdi değil önemli olan iktidarı, koltuğu koruyabilmek… Ülke batmış ne gam, bedeli yine bir avuç çıkar grubu dışındaki milyonlar, gelecek nesiller ödeyecek bedeli…
Öte yanda Altılı Masa’da yaşanan kaos, iç çekişme son derece moral bozucu. Ülkenin temel sorunlarını kapsayan bir programı kamuoyu ile paylaşan HDP’nin ortaya koyduğu çözüm önerilerine karşı çıkan yok ama HDP’ye karşı çıkmak bir ‘siyaset klasiği’ olmuş vaziyette. Akşener ‘bu seçimi almak zorundayız’ diyor ama demokrasi temelinde seçimi kazanma hedefiyle yapılabilecek ve açık ara seçimi alma garantisi olacak bir iş birliğine ‘kırmızı çizgi’ diyor. Bu çizgi sonunda seçim kaybına neden olursa, kendisi, partisi ve diğer muhalefet partilerinin üzeri külliyen çizilecek!...
Bir başka açmaz da malum adaylık mevzuu.. Artık sona gelindi bir isim çıkartacaklar ve öyle anlaşılıyor ki İmamoğlu aday yapılamayacak. Kişisel fikrim, kazanma ihtimali en yüksek isim İmamoğlu, zaten malum operasyon da bu nedenle yapılıyor.
O halde geriye Kılıçdaroğlu kalıyor ki başta İYİ Parti yine burun kıvırmaya, işi yokuşa sürmeye çalışıyor. Hem üst yönetimde hem örgüt bazında, karnından konuşanlar, ağız burun bükenlerden geçilmiyor. Tamam, İmamoğlu belki kazanma ihtimali en yüksek isim olabilir ama adaylığı en fazla hak eden de Kılıçoğdaroğlu…
Ne var ki kim aday olursa olsun muhalefetin uzlaşma sorunu beni ciddi endişelendiriyor. Seçimi kazanmanın önündeki tek engel bu. HDP’yi dışlayarak seçimi riske atmayı göze alan, kendi içinde uyum ve uzlaşma sorunu yaşayan bir yapı gerçekten sıkıntı!.. ‘Kazanmak zorundayız’ demek, ‘en kritik seçim’ tespiti yapmak yetmez, gereğini de yapmak gerekiyor.Tüm muhalefet parti mensupları, kişisel çıkarlarını, parti olarak tribünlere oynama hevesini bırakmazsa yandı gülüm keten helva!...