Halkımızın gönlü temizdir, para konusunda ise tasavvuftan nasibini almayan insanımız da epey fazladır. Emine Hanım ‘açlığa karşı porsiyonu küçültün’ gibi bir söz söylemiş galiba, ancak porsiyonu küçültmesi gerekenler hali vakti yerinde insanlar değil herhalde. Kastedilen sanırım halkın büyük çoğunluğunu oluşturan yoksul ve dar gelirli kesim. Yoksul kesim yiyecek lokma bulamıyor, bulduğu zaman dikkatlice yiyor. İşi gereği yemek zorunda olan TIR şoförü, hamal, inşaat işçisi gibi güç harcayanlar konumuzun dışında. Yiyeceği israf edenler ise havadan para kazanıp ne yapacağını bilemeyenler. Saray erkânını, onları örnek almayı marifet sayanları ve yandaşlığını sofra zenginliğiyle gösterenleri unutmayalım. Hızını alamayıp esrar çekme noktasına kadar gider bu sıralama.
Tasavvuftan nasibini almamış halkımız dedim, yani kanaatkar (azla yetinmeyi) ve alçakgönüllü olmayı bir yana bırakan açgözlülerden söz ettim. Az parayla çok kazanmak isteyenler hep oldu. Banker Kastelli’den, yurtdışı döviz hesapları ve batan bankaların mağdurları, Titan “saadet zinciri” gibi birçok olay hatırlarda. Halkımızın açgözlülüğünden nasiplenen son olayların senaryolarını yazanlar Çiftlikbank kurucusu Mehmet Aydın ve kripto paraları alıp kaçan Thodex'in kurucusu ve yöneticisi Faruk Fatih Özer. Birisinde tatlı şirin inekler, diğerinde kırmızı giymiş önlü biraz seksi Türk “yıldızlar” dans ediyor. Tosun Mehmet 130 milyon dolar topladı, Faruk efendi 2 milyar dolar. Yoruma açık bir durum.
Mehmet Aydın geri döndü, tutuklandı. Virüs salgınına karşı mahkûmların tahliyesine olanak veren İnfaz Yasası bir yıl önce çıkarıldı. (Nisan 2020) Bu yasaya göre Türkiye’de yargılananlar mahkûmiyetin yarısını çekecek. Tosun Mehmet de bu yasadan yararlanacak.
Sorunun en önemlisi şu: 75 bin 260 yıla kadar hapsi istenen birisi neden ülkesine, Türkiye’ye geri döner? Bırakın yarısını, binde birini yatsa 75 yıl yapar.
Demek ki ortada bir durum var, buna ortada bir oyun veya tezgah var da diyebiliriz. Mahkumları virüsten korumak için çıkarılan “erken tahliye” için infaz yasasının içine sıkıştırılan maddeler gibi, yeni yasalarda yeni dokunuşlar bekleyelim.
Çiftlikbank’ın ardından gelen Thodex kripto para davasında iktidar ortağının kokusu var. O konu da mutlaka Tosun aracılığı ile çözülecektir.
Mehmet Aydın 31 Mayıs 1991 doğumlu, 2016 yılında Eren Çakar ismiyle rap klip yapan bir gençti. Şarkısının sözleri ilginç:
“Aşkı hiç bilmeyenler yazabilir mi böyle
Denize düşen yılana sarılır
Yılana aşk sorulur mu?”
Mehmet Aydın kime sarıldıysa, 2017’de internette Çiftlikbank oyununda “bir koy iki al” hesabına gelen projesiyle milyonlar topladı. Rapçi Mehmet Aydın, uzun pardesülü yanında hocalarla açılış yapan saf ve masum yatırımcı oldu.
Yurtdışında kızlarla sarmaş dolaş fotoğrafları servis edilen Tosun, Türkiye’ye yine masum saf kılığı ile döndü.
Bazı yandaş basında çıkan haberleri okuyunca, gerçekten mağdur durumda olan, kandırılan kişinin Mehmet Aydın oluşuna inanasınız geliyor. Bu senaryo “liderimiz” için de kandırılmışlık senaryosuna benziyor. Muhtemelen avukatlar aynı ekolden.
Yandaş basın biraz daha ağlarsa, Mehmet Aydın’a yardım için kampanya açılırsa sakın şaşırmayın.
Lüks arabasına çöküp, paraları gasp edenler kahrolsun. Dosyalarını alıp vermeyen makamlara yazıklar olsun.
Mehmet Tosun, daha önce 5 ayrı suçtan yargılanıp toplam 7 yıl ceza verenlere direnerek ortadan kayboldu, kahramanca Çİftlikbank’ı kurarak büyüklerimizle ortak açılış kurdelesi kesti. O günler yine gelecek, bugün düzen Tosun ve tosun gibilerindir. Tosunlar, aysbergin görünen kısmıdır.