Partisinin kongresinde kendi delegesi, milletvekili, yöneticisi başta olmak üzere; altılı masaya, seçmene yani her şeye ve herkese saydıran, hakaretamiz ifadelerle saldıran Akşener, beklediği polemiği yakalayamamıştı. Seçimin kaybında sanki kendisinin hiç sorumluluğu, hatası yokmuş gibi herkesi suçlayan o konuşmadan sonra Akşener bir süre sessizliğe büründü, sonunda günler öncesinden ‘manifesto’ diye lanse edilmeye çalışılan konuşmasını yaptı ve yine dağ fare doğurdu!.. Yeni bir söylem, bir yol haritası olmadığı gibi bolca suçlama içeren konuşması beklenen ilgiyi ve etkiyi de yaratmadığı gibi hayli de yadırgandı. Akşener, bütün partilere ‘tek başlarına seçime girme’ çağrısında bulundu… Sanki kendisi karar verici, partiler bu sözü dinleyecekmiş gibi, partisi seçime ‘tek başına’ girse, sandıkları silip süpürecekmiş gibi, sanki bir lafıyla AKP-MHP ittifakı bitecekmiş gibi!..
Görüldüğü gibi; iktidarın başarılı olmasından değil muhalefetin beceriksizliği, stratejik hataları ve örgütlerin çalışmaması nedeniyle göz göre göre az farkla da olsa kaybedilen seçimlerden sonra altılı masanın partileri, inanılmaz pişkinlikle halkın karşısına çıkmayı sürdürüyor, hata üstüne hata yapmaya devam ediyor. Masanın sağ partileri CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu ‘kum torbasına’ çevirmiş, vurdukça vuruyorlar. CHP desen, kendi içinde tepişiyor, kum torbaları yerlere saçılıyor.
CHP’nin listelerinden tereyağından kıl çeker gibi partilerini Meclis’e taşıyanlar ise; bugün nankörlük ve pişkinlikte sınır tanımıyor. Ne kadar güvenilmez olduklarını kendileri deklare ediyor!..
Aday olduğu için bütün fatura Kılıçdaroğlu’na kesiliyor! Seçimlerden önce aylarca o masada bu konuyu hiç konuşma, ‘böyle bir niyet varsa bilelim, itirazımızı zamanında bildirelim’ deme; yumurta kapıya geldiğinde masaları devir; hadi geri gel, sonra ‘kerhen’ destekle ve seçimden başarı bekle!..
Bir dizi stratejik ve politik hata ile gidilen yerel seçimlerden ne bekleyeceğiz ki? Akşener öfkeli, kin ve intikam duygularıyla harmanlanan bir ruh hali içinde gibi görünüyor. Sanki CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu iyice başarısız kılacak hamleler peşinde. Ankara ve İstanbul’da mevcut başkanların adaylıklarını destekleyebilir ama başta İzmir olmak üzere CHP adaylarının önünü kesecek, oylarını düşürecek ve hatta seçim kaybettirecek bir yola doğru gidiyor.
Örneğin İzmir’de ilçeler de dahil aday çıkartacaklar. Bir çok ilçeyi CHP’nin zaten kıl payı aldığı düşünülürse bu kez kaybetmeleri işten bile olmayacak. İP adayı da seçimi kazanacak oy alamayacağına göre, aradan AKP adaylarının sıyrılması işten bile olmayacak. Zaten AKP ilçe başkanları istifa edip adaylığa hazırlanıyor bile…
Akşener’in bu yaptığı; ‘Ben batarsam CHP’yi de batırırım’ siyasetidir! CHP zaten bu konuda bir gayret gösteriyor, el birliği ile yerel yönetimleri de verin AKP’ye bu iş bitsin; kimin kime çalıştığı daha iyi anlaşılsın!