Siyasette partiler seçmen üzerinde etki yaratmak için çaba gösterir. Bu etkiyi kalıcı kılabilirse seçmen ile arasında bir iletişim kapısı açılmış olur. Tüm siyasiler aynı sözü söylerse, o zaman sözün etkisi kalmaz, mutlaka farklı bir şey söylemek gerekir.
Yapılan işler için de gerek iktidarın gerekse belediye başkanlarının söyledikleri kadar yaptıkları da eleştirilir. Verilen yanıtlar bir anlamda yapılan savunma, kitleleri ne kadar tatmin eder? Bunun ölçümünü araştırma şirketleri yapabiliyor. Tek başına iktidar olanın savunması ile “koltuk değnekli” iktidarın savunması arasında fark var mı? Tabii ki var!
Örneğin, İstanbul’daki yağmur sonrası seller, çöken binalar, aşırı yapılaşma Erdoğan’ı çok sıkıştırdı. O da İstanbul’a ihanet ettim, artık yeşil ağırlıklı bir yapılaşma stratejisi izleyeceğiz dedi. Vatandaş buna inandı. Peki sonra düşük katlı yapılaşma stratejisi uygulandı mı? Elbette ki hayır!
Peki muhalefet bunu vatandaşa anlatabildi mi? Kanımca, hayır!
Bir örnek daha verelim: 6 Şubat 2023 depreminde Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın yaptıklarının bir kısmını herkes biliyor. Çadır sattı, konserve sattı. ‘Haberim yok, satmışlar onayım yoktu’ dedi, inanmadılar. Topladığı giysileri yurtdışına sattığı ileri sürüldü, yanıtlayamadı. Daha neler neler? AKP dışındaki partiler ve sivil toplum kuruluşları büyük tepki gösterdi. Depremzedeler yoksulluk içinde perişan olurken Kızılay “paragöz” yaklaşımı ile gündemde oldu. AKP içinden bile hafif eleştiri geldi. O da yetmedi, sonunda Erdoğan “olmaz” dedi. Kerem Kınık istifa etti.
Siyasette önü kapandı artık diye düşünenler yanıldı. Yeni yönetim onu “İyilik ve Merhamet Elçisi” olarak onurlandırdı. Ulusal ve uluslararası her faaliyetinin tüm masrafını Kızılay karşılayacak, Kınık’ın iletişim ve tanıtım çalışmasını da Kızılay yapacak.
İyi ve merhametli insan, stoktaki çadırı depremzedeye yollamak yerine, dışarıya satar, konserveleri de satar. Depremzedeye yollanan konservenin bir kısmının son kullanım günü geçse bile depremzede onu yer ve Kınık’a iyilik ve merhametinden ötürü teşekkür eder.
MHP Genel Başkanı da Kızılay başkanı için söylenmişti. Ne oldu?
Benzer durum emekli maaşları için de yaşandı, yaşanıyor. Yıllık enflasyon Enag’a göre yüzde yüzün üzerinde. Emekliye verilen zam yüzde 25, 7 bin 500 taban fiyattı ama, zamdan sonra 7 bin 500 alan yine aynı rakamı alıyor. Bakanlar konuşuyor olmuyor, yeni başkan yardımcısı konuşuyor olmuyor. Şimdi “ortak ve yandaş partilerin” başkanları konuşuyor, emeklilere zam yapılmalı diyorlar. Becerebilirlerse, bu işi yılbaşına kadar uzatacaklar.
Ortada iktidar var, bir de iktidara muhalefet eden “iktidar ortakları ve yandaşları”. Muhalefetin işi zor. Zira seçime gidildiğinde, vatandaş diyecek ki, bize maaş zammını Testici, Erbakan yaptırdı. Oysa geçen dönemde sebze, meyve, gıda ürünlerine zamları Kılıçdaroğlu yaptırmıştı. Demek ki, yandaş medyanın katkısı büyük.
Muhalefet partileri bu ortamda birbirleri ile uğraşacaklarına, bu sistemde etkilerini nasıl artırabileceklerini ciddi olarak araştırmalıdırlar.