Üzerinde çok durulmadı ama bence önemliydi. Siyasi iktidarın halktan koptuğunu, amacının geniş halk kitlelerinin yaşam koşullarını iyileştirmek olmadığını, saraylarda, zengin sofralarında yaşayanların halkın ne çektiğini umursamadığını peş peşe gelen açıklamalarla bir kez daha gördük. Halkın değil sarayın, hepimizin yaşadığı hayatın değil başka âlemlerin atanmış bakanlarının sözleri kulaklarımızda yankılandı.
Başını sokacak evi olmayan, barınamayan, yoksul ve dar gelirliler için konut kampanyası başlatanlar bu konutların alınması için 2 bin 800 liradan başlayan ve her yıl iki kez memur maaş zammı oranında artacak taksitlerin nasıl ödeneceğini soranlara “ek iş yapın” diyor. Her şey yolunda giderse iki yıl sonra evler teslim edilinceye kadar kirada oturan bir dar gelirlinin hem ev kirasını hem 2 bin 800 liradan başlayan taksitleri “eşten dosttan borç alarak” ödemesini salık veriyor.
Borç alın tavsiyesini yapan sayın bakanın etrafında kendisine borç verecek “eş dost” olabilir. Saray çevrelerinde bin bir şatafatla yaşayan, gelirinin ve servetinin hesabını bile yapamayanlar, asgari ücret alan bir işçinin etrafında ona borç verecek bir tanıdık olmadığını bilmediği için böyle konuşuyor. Yandaşına, akrabasına her türlü kapının açık olduğunu görenler, halkın bırakın ek işi, asgari ücret alacağı işi bile bulamadığını da bilemez. Üstelik iki yıl önce başlayan Bilecik Bozüyük TOKİ projesinin sadece %2’sinin bittiği düşünülürse, kiradan kurtulmak için TOKİ’den ev almaya çalışanların uzun zaman hem kira hem ev taksiti ödeyecekleri, eş dosttan borç almanın da ek iş yapmanın da çare olmayacağı açıkken verilen tavsiyenin saçmalığı ortaya çıkıyor.
Okulların açılmasıyla bir kez daha toplumun gündemine gelen üniversite öğrencilerinin barınma sorununun çözümü için de devletlûlarımızın çözüm önerisi var. “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” diyenlerin yolunda gidenler “ev kiralayamıyorlarsa satın alsınlar” demekte, üniversite öğrencilerine kiralık eve çıkmak yerine TOKİ’den ev almalarını tavsiye etmekte beis görmüyorlar. Cebinde parası olmadığı için günde üç öğün yemek yiyemeyen, temel ihtiyaçları için para bulamayan öğrenciye ev almasını tavsiye edenler ya başka bir âlemde yaşıyorlar ya da bizimle fena halde dalga geçiyorlar.
Halktan kopmuş, halkın dertleriyle alay eden, kibir abidesi iktidar unsurlarının halkın çıkarını düşünmesi beklenemez. Halkın derinleşen yoksulluğuna çare olmayı değil bir avuç yandaşı zengin etmeyi amaç edinenlerin halka vereceği bir şey yoktur. Yoksulun, dar gelirlinin, öğrencinin barınma sorununa çare bulmak yerine onlara hayal satarak cebindeki 500 liraya göz dikenlerin kimin çıkarına hizmet ettiğini hiç unutmamak gerekir. Apartman dairelerinde otururken geldikleri iktidarda kendilerine yazlık, kışlık, baharlık saraylar yapanların, sokağa çıktıklarında ancak kendilerini övenlerin sesini duyabilenlerin, milyarlara sahip oldukları için 2 bin 800 liralık taksiti ödenebilir görenlerin günleri sayılıdır.