Benim İzmir’deki kültür ve sanat hayatına Dönemeç dergisi aracılığıyla kavlimce katılmamın tarihi 1986 yılının ilk aylarına denk gelir. Dönemeç dergisi, katılımımdan önce yayın yaşamına iki kez son vermiş, Hüseyin Yurttaş’ın özverisi sayesinde son kez devam kararı almıştı. Ali Rıza Ertan bir süre önce öldüğü için derginin yönetiminde H. Yurttaş’ın yanı sıra M. Kadri Sümer ile Ahmet Günbaş vardı.
Dönemeç, Yurttaş Dağıtım’ın da bulunduğu 855 sokaktaki 17. Noter’in bir üstündeki kattaydı. Yanı başında da Zeki İdiman yönetiminde Çağ Yayın Dağıtım bulunuyordu. O bakımdan Merkez İşhanı’nın merdivenleriyle asansörü hiç boş kalmıyordu.
İlk birkaç sayıdan sonra Hüseyin Yurttaş Dönemeç dergisinin birçok işini güvenip bana bırakarak ağırlığını yayın-dağıtım işlerine verdi. Tabii derginin o sayısında kimlerin yer alacağına en son o karar veriyordu. Dergiye gelen yazı ve şiirleri büyük ölçüde ben seçiyordum, yurttaş o bakımdan bana güveniyordu, ama şöyle bir denetlemeden de matbaaya göndermiyordu.
Gelen gidenimiz hiç eksik olmuyordu. Bir ara Gündem Yayınlarını kurarak epey yayın yapan Necati Yıldırım’dan tutun Agora Meyhanesi adlı şiirin şairi Onur Şenli’ye, o sıralarda Manisa’nın bir kasabasında öğretmenlik yapan Veysel Çolak’tan rahmetli Metin Pütmek’e, E.Ü. Coğrafya Bölümü kurucusu Prof. Dr. Ahmet Necdet’ten, tiyatro tarihi öğretim üyesi Efdal Sevinçli’ye, efendime söyleyeyim Yunus Koray’dan, Timuçin Özyürekli’ye, Bahattin Ertük’e, M. Şakir Örs’e, Tarık Dursun K.’ya, Asım Bezirci’ye, M. İzgü’ye, Çınar Çığ’a kadar herkes, herkes gidip geliyor, çayını kahvesini içiyor; şiirlerden, romanlardan, hikâyelerden bol bol konuşup dayanışma gösteriyorlardı.
Hemen her akşam büroyu kapattıktan sonra H. Yurttaş’la birlikte 2. Beyler Sokaktaki Bodrum Meyhanesi’ne “şöyle bir göz atalım” diyerek uğruyor, atmayı düşündüğümüz iki göz, iki yarım şişe rakıya dönüyordu. İzmir’in bütün yazarı, çizeri, tiyatrocusu, müzikçisi, ressamı orada yer içerdi. Tabiatıyla en sadık okuyucular ve aboneler Bodrum Meyhanesi müdavimleri olduğu için dergi çıkar çıkmaz soluğu orada alıyorduk. Dönemeç o zamanlar tipo basımdı ama yalnız İzmir’de değil, bütün ülkemizde itibarı yüksek bir edebiyat dergisiydi. Dönemeç’te şiiri yayımlanmış olmak, birçok şair için önemliydi. Fakat Dönemeç’in asıl önemi, özellikle İzmir’deki edebiyat çevrelerini kucaklamasıydı. Hoş, rahmetli eleştirmen Mehmet H. Doğan Dönemeç’ten hoşlanmazdı, onu “Attilâ İlhan’ın İzmir şubesi” diyerek küçümsemişti ama… Boş verin, sel gitti, kum kaldı.
Şimdi hepsi hoş bir anı olarak kaldı. Bilinsin istedim.