Cumhurbaşkanlığı Valiler Kararnamesi’yle Adana Valiliği’nden İzmir Valiliği görevine atanan Dr. Sayın SÜLEYMAN ELBAN’a ‘’hoş geldiniz’’ diyor; Bilecik, Ağrı ve Adana’daki Valilik görevlerinde biriken başarılarının bu kez de İzmir’ de artarak devam edeceğine yürekten inanıyorum.
Bilindiği gibi; Türk idari sisteminde tartışmasız en etkili ve güçlü, mülki idare amiri sıfatını da taşıyan kamu görevlisi validir.
Valilerin makam araçlarında dalgalanan Türk bayrağı; ulusumuzun birliği, ülkemizin bütünlüğünü, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve egemenliğini simgeliyor. İzmir Valisi Dr. Sayın SÜLEYMAN ELBAN, vali olarak görev yaptığı illerde, son olarak da Adana’da kamu hizmetinin odağına vatandaşı oturtmuş, iletişim ve etkileşim kanallarını açık tutarak, problemlere çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir.
Halkın haber alma ve bilgi edinme hakkına önem ve öncelik veren, İzmir Valisi Dr. Sayın SÜLEYMAN ELBAN, göreve başladığı ilk saatten itibaren basın kuruluşlarıyla ve kamu görevi yapan gazetecilerle, iletişim kanallarını açık ve işler tutacağını göstermiştir.
Kamu görevinin saydam, hesap verebilir, öngörülebilir ve tarafsız olmasının önemine her ortamda vurgu yapan İzmir Valisi Dr. Sayın SÜLEYMAN ELBAN; ‘sayılan bu niteliklerin hizmetin kalitesini belirleyeceğini’ anlatıyor.
Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olan İzmir Valisi, Sayın SÜLEYMAN ELBAN ‘aynı zamanda İktisat doktoru akademik formasyonuyla da kentsel kalkınma, toplumsal refah ve istihdam yaratma’ konularına öncelik vereceğini belirtiyor.
Özellikle dezavantajlı toplumsal kesimlerin korunması, istihdamda kadınların payının artırılması, eğitimde kalitenin yükseltilmesi, eşit yurttaşlık bilincinin geliştirilmesi ve toplumsal dayanışmanın pekiştirilmesi, İzmir’in jandarma bölgelerinde acilen güvenlik önlemlerinin arttırılarak vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması, İzmir Valisi Sayın SÜLEYMAN ELBAN’ın sosyal politika uygulamalarının ana unsurlarını oluşturacak.
VALİ ELBAN’IN KUCAĞINDA BULACAĞI PROBLEMLER
1) Çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapan, medeniyetlerin kesişme noktası olan İzmir; tarihi, kültürel ve doğal zenginliğini yeteri ölçüde tanıtamamaktadır. Bunun sonucunda da; İzmir turizm pastasından hak ettiği payı alamamaktadır.
Antalya ve Muğla’dan sonra İzmir; turizmde ikinci lig oyuncusu olmamalı, kendisini iç turizme hapsetmemeli. İzmir’de tarih, kültür, sağlık ve doğa turizmi özendirilerek, turizm çeşitlendirilmelidir.
2) Bu arada; kısa bir süre önce deprem felaketi yaşayan ve henüz yaraları tümüyle sarılmayan İzmir; bugün de yeni bir deprem felaketine hazır değil.
Konutların yüzde 60’ı depreme dayanıksız, riskli konutlardır.
Kentsel dönüşüme öncelik verilmeli, merkezi yönetimle Büyükşehir Belediyesi’nin ayrı ayrı değil; iş birliği içinde ortaklaşa çaba göstermesi, yeni bir sinerji yaratarak çözümü kolaylaştırır.
3) İzmir’de kent içi ulaşım ve otopark sorunu güncelliğini koruyor. Alternatif ulaşım projeleriyle kentsel yaşam kolaylaştırılabilir.
4) Diğer illerimizde olduğu gibi İzmir’de de işsizlik ve istihdam problemi beslenme ve barınma ihtiyacı; güncelliğini koruyor.
Konut fiyatları ve kiralar artış eğilimini sürdürürken, vatandaşın satın alma gücü de her geçen gün biraz daha azalıyor.
5) İzmir; İstanbul ve Ankara gibi bir üniversite kentidir. Öğrencilerin barınma ihtiyacı öncelikli bir konudur.
KYK’nın yurt kapasitesi, ihtiyacı karşılamaktan uzaktır.
Özel yurtların fiyatı ve ev kiraları öğrencilerin ailelerinin ödeme gücünü aşıyor.
Bu nedenle; kalıcı çözüm olarak KYK; yeni yurt projelerini devreye sokmalı.
SONUÇ OLARAK
Kaliteli hizmet, kentsel kalkınma, eşit yurttaşlık, tarafsızlık, saydamlık, öngörülebilirlik ve açık iletişim kanalı; öncelikleri olan Vali SÜLEYMAN ELBAN’ın, İzmir’in şansı olacağına inanıyorum…