Kadın cinayetleri durmak bilmiyor.

2024’ te 394 kadın erkekler tarafından katledildi. Üstelik, bu kadınlardan yüzde 32’si koruma altındaydı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre; 12 ayda 394 kadın erkek şiddetiyle can verirken, 259 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Kadınların yüzde 71’i de aile içinde en yakınları tarafından katledildi.

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, toplumumuzun kanayan yarasıdır. Özellikle; yaşanan şiddet olayları ve açıklanan rakamlar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra, kadına yönelik şiddetin ve kadın katliamlarının ivme kazandığını gösteriyor. Oysa; devletin vazgeçilmez temel görevi; kadın, erkek yurttaşlarının “KORKUSUZ YAŞAM HAKKINI” garanti altına almaktır. Hiçbir gerekçe; yaşam hakkını yok etmenin nedeni ve izahı olamaz.

Devlet; öncelikle kadınların, yurttaşlarının yaşama hakkını garanti etmek ve refahını artırmakla yükümlüdür. Yaşam hakkının ve refahın sağlanmadığı toplumda demokrasiyi, özgürlükleri, esenlik içinde yaşatmak oldukça zorlaşır.

Üretmeden tüketiyoruz

Üretimde kan kaybı devam ediyor, üretmeden tüketiyoruz. 2024 yılı Ocak-Aralık “ihracatın ithalatı karşılama oranı” yüzde 6.3 puan azalarak yüzde 72.7 olarak gerçekleşti. Aralık ayında tüketim ithalatı ise yüzde 27.1 artışla 5 milyar 425 milyon dolar oldu.

Tekstil gibi rekabet gücünü kaybeden ayakkabı sanayinde ithalat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18.2 artışla 1 milyar 167 milyon dolara çıktı. Bir taraftan üretimde kan kaybı sürerken üretmeden tüketiyoruz, diğer taraftan da çalışan kesimin, dar ve sabit kesimlerin, yaşadığı yoksulluk derinleşiyor. Bu arada; TÜİK’in rakamları gerçeği yansıtmıyor. TÜİK BAŞKA, SOKAK BAŞKA SÖYLÜYOR. Emekliler, emekçiler protesto gösterileriyle meydanları dolduruyorlar. Emeklilerin protesto gösterilerinde “EMEKLİ ÖLDÜ, HELVASI KAVRULDU. BUYURUN CENAZE NAMAZINA” pankartının taşındığı görüldü. 

Bu arada; kış geldi, barınma ve beslenme krizine bu kez de “ISINMA KRİZİ” eklendi. Emekli, pahalılıktan, yoksulluktan insan içine çıkamıyor.

Ayrıca; Hükümet, TÜİK’in gerçekleri yansıtmayan enflasyon rakamlarına bile uymadı.

Asgari ücret, memur maaşları, emekli aylıkları ve kıdem tazminatı resmi enflasyon oranlarının altında kaldı. Yoksulluk ve pahalılık; vatandaşı canından bezdiriyor. Bu bağlamda; 4 milyon 988 bin aile AİLE YARDIMI alıyor. 6.5 milyon çocuk da yeterli gıda alamıyor. Gelir paylaşımındaki “ADALETSİZLİK” de yaygınlaşıyor. En zenginin geliri, en fakirin gelirinin 23 katı.

SONUÇ OLARAK

Kadın cinayetleri durmak bilmiyor. Yoksulluk artıyor. Emekli ve çalışan kesim geçim derdinde. Bu ortamda kaliteli demokrasiyi nasıl sağlayacağız?