Bolivya’daki süreci izliyorsunuz: Evo Morales sonunda Meksika’ya sığındı!
Bolivya’da yoksulluğu yüzde atmış beşten yüzde otuza çeken; üç milyon yoksul Bolivyalı’ nın orta sınıfa geçmesini sağlayan; işsizliği yüzde üç onda sekize ve enflasyonu da yüzde iki nokta bire düşüren Evo Morales! Neden askeri cuntanın hışmına uğradı?
2006’da Bolivya’nın doğalgaz ve petrolünü,
2007’de İsviçreliler ’in elindeki maden komplekslerini ve
2008’de İtalyanlar’ın elindeki telekomünikasyon şirketini ulusallaştırdı.
Gayrî Safî Yurt İçi Hasılayı yüzde dört yüz artırdı.
On iki lityum işleme, üç çimento, iki otomotiv, yirmi sekiz tekstil fabrikası; 12,694 kooperatif kurdurdu. 25 Bin km. yol, 134 hastane, 191 spor kompleksi, bin yüz okul yatırımı gerçekleştirdi.
Ücretler yüzde bin artarken, cehalet ise yüzde yirmi üçten yüzde iki buçuğa düşürüldü.
Dört kez seçimleri kazanan Evo’nun yaptıkları elbette bunlarla da kalmadı!
Sekiz ABD askerî üssünü kapattı ve CIA’ i Bolivya’dan dışladı.
Ama yine de devrildi; devirdiler tıpkı Şili’de Allende, Libya’da Kaddafi, vb. ‘de olduğu gibi!
Yozlaşma ve becerisizlikten söz ediliyor. Öyle mi? Allende beceriksiz olduğu yozlaştığı için mi devrildi? Kaddafi?..
Dünya lityum rezervlerinin yüzde atmış beşine sahip Bolivya! Gelirinin yüzde atmışını doğalgaz ve petrol yataklarından kazanan Bolivya!
İşte tam da bu nedenlerle yeni sömürgecilerin hedefindeydi Bolivya.
Dünya borsalarında hangi şirketlerin hisseleri patlama yaptı bu cuntayla birlikte; lityumcular olmasın sakın?
Ulusal gelirinizdeki maden dışsatım gelirleriniz ne kadar yüksek orandaysa İnsanî Kalkınmışlık Endeksinde o kadar geri ve yoksulsunuz! BM Verileri bunu kanıtlıyor. Maden dışsatımı yapan ülkeler, madencilik faaliyetlerinin vahşi yöntemlerle yapıldığı ülkeler işte böyle politik, toplumsal, ekolojik yıkımlarla karşılaşıyorlar.
Bolivya'nın ilk yerli devlet başkanı olan Morales de bundan bağışık olamazdı elbette: Etnik kimliği, maden ve enerji sektöründe giriştiği devletleştirmeler, yerli kıyafetleri, çuval dolusu koka yaprağı ile BM genel kurulunda yaptığı konuşma ve ekolojik anayasa metinleri nedeniyle yeni sömürgecilerin elbette hedefinde olacaktı.
Türkiye’mizde yapılan madencilik faaliyetlerini, ekolojik yıkımları bir de bu bakış açısıyla değerlendirsek diyorum…