Senaryo yazılıyor, taraflarca da oynanıyor. İsveç’in NATO’ya kabul edilmesine ilişkin senaryoda NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e kolaylaştırıcı (moderatör) görevi verilmiş.  

Sahnede ABD Başkanı Joe Biden ile Erdoğan’ın atışması var. Erdoğan “Beni kaybettirmek için talimat verdi” gibisinden bir şeyler söylerken, Joe Biden da “F-16 konusunda size tam desteğimiz var” diyor. Derken Erdoğan havaya girip “Bizi AB’ye alırsanız İsveç’in NATO üyeliğine destek veririz deyince moderatör devreye giriyor, “Anlaşmada böyle bir koşul yok” diye söylemi, daha doğrusu “replik”i düzeltiyor.

Erdoğan ısrarcı, “Millet bizden AB’ye girmemizi bekliyor” diyor. Biden yine F-16’lar konusunda desteğini vereceğini söylüyor.

İzleyiciler, “Senaryoda F-16 ve yedek parçaları konuşuluyor ama F-35 konusu hiç konuşulmuyor” diye söyleniyor. Oysa program başlamadan önce, Erdoğan’ın “Bu can bu bedende oldukça” sözü fuayede çok konuşulmuştu.  Akıllara rahip Bronson gelmişti. Başka niceleri vardı. Bazıları dedi ki, “Bu kadar havalı ve iddialı söz söylendiği zaman, arkasından yelkenler indiriliyor” 

Bu saptama yanlış da değildi. Önden “Asarım, keserim, ölürüm vermem” dediği zaman halkımız “Yaşa reis” diyor.  Ardından tersi bile yapılsa, halkımız bunun üzerinde durmuyor. “Bakın dediğinin tersini yaptı” diyenlere de “Reis o, bir bildiği vardır” deyip geçiyor.

 Erdoğan, Joe Biden ile atışırken, sahneye İsveç Başbakanı Ulf Kristersson giriyor.  Erdoğan’a “Türkiye’nin AB’ye katılması için gereken desteği vereceğiz” diyor. Sahnede el sıkışmalar, izleyicilerden alkışlar, kısmen de homurtular.

Türkiye İsveç’ten birçok kişiyi istedi, vermediler. ABD, Türkiye’yi F-35 programından çıkardı. F-35 programında parça üretimi yapan Türk firmalarından mal alımı durduruldu. F-16’ları modernize edecek tamir takımları bile Türkiye’ye verilmedi.

Yine de, büyük başarı diyerek, İsveç’in NATO’ya girmesine onay verecek TBMM kararı için  NATO’ya garanti verildi.

Konuyu kim nerede tartışmaya getirmek isterse istesin, gündemi Erdoğan için yavaş yavaş hazırlayan bir konu var: Emekli maaşları.

Bir aydır konuşuluyor, daha da konuşulacak. Bu hafta iktidar ortakları da “Emekli maaşları artırılsın” diye ekrana çıktılar. Bunlar da ülke senaryosunun bir parçası. Zamanı gelince, Erdoğan diyecek ki “Arkadaşlarım çalıştı, ben de ilaveten şu kadar veriyorum” Yani meclis, iktidar ortakları, Mehmet Şimşek filan ‘havagazı’ Erdoğan verdim deyince iş bitecek. Kimse ona nereden buldun diye sormuyor ki? Herkesin beklentisi “Erdoğan emekliye ne verecek?”

Vermese ne olur? Hiçbir şey olmaz.

Kanımca, bu can bu bedende oldukça İsveç NATO’ya girecek. 

Bu can bu bedende oldukça, emekliye biraz daha zam yapılacak.

Bu can bu bedende oldukça, yeni zamlarla verilen geri alınacak. Ancak Erdoğan vermeye devam edecek.