1863 yılında o zamanlar adı Kasaba olan Turgutlu’ya tren yolu yapmak ister yabancılar. Kendi tren yolu politikasına sahip olmaktan aciz Osmanlı, ‘The Smyrna Cassaba Railway’ adıyla açılacak İngiliz şirketine imtiyazlar verir ve inşa başlar. Şirket ilk istasyon olarak Basmane’yi seçer ve oradan başlayarak, Bayraklı, Karşıyaka, Çiğli, Menemen üzerinden Akhisar tren yolu tesis edilir. Karşıyaka’nın alacağı ilk göç dalgası işte bu tren yolu yüzünden olacaktır. Ülkenin zenginliklerini Osmanlı’dan aldıkları imtiyazlarla sömürüp zenginleşenler Levantenler sahilde birer birer yalılar yaptırırlar. Sahildeki bu Levanten nüfus için 1884’te sahile bir tahta iskele yapar Hamidiye Vapur İşletmesi. Karşıyaka’nın aldığı bu göç ve hareketlenme, özellikle Girit’in Yunanistan’a katılmasından sonra İzmir Tümen Komutanı Giritli Ferik Hüseyin Hilmi Paşa’nın gayretiyle Türklerin, Soğukkuyu civarına yerleşmeye başlamasıyla artar. Girit’ten gelen göçmen aileler, kendi işlerini kurmaya, Karşıyaka’yı değiştirip, şekillendirmeye başlar. Bölgedeki Türk nüfusu günden güne artarken, İzmir şarkılarında birisinin Türk olduğundan bahsedilmek istenirse “Kordelyalı” denmeye başlar.
İş bu nedenle savaştan ve savaş sonrasındaki yangından en az etkilenen, en az yara alan semti olur İzmir’in Karşıyakası. 1950’lerden sonra yavaş ve istikrarlı göç alan semtin yamaçları, mandalina tarlaları ev dolmaya başlar. Yugoslavya’nın dağılmasından sonra yoğun bir Balkan göçmeni akımına uğrar ve onu da kendi insanı içinde eritir. Tüm bu zamanlarda göçmenimiz fukaradandır. Bir göz odadan gayri bir şey düşlemez. Fakat sahil kesimi bu tok gözlülüğü paylaşmaz. Daha yüksek, daha beton binalar yapılır. Levantenlerin köşkleri, Gazi Paşa’nın 9 Eylül sonrası kaldığı ve meşhur bayrak olayının yaşandığı köşk yıkılır yerine sahil ile arkadakileri ayıracak set gibi binalar dikilir. Binalar dikildikçe nüfus artar, nüfus arttıkça semtin üzerine dantel gibi serilen güzellikler yıkılır.
2010 sonrasında farklı bir göç almaya başlar Karşıyaka. Ülkenin seküler, çağdaş insanları, İstanbul, Ankara gibi siyasal İslamın yönettiği şehirlerindeki tatsızlıklardan bunalıp birer birer ilçeye gelmeye başlarlar. Kentsel dönüşüm ile birlikte olan bu göç dalgası emlak fiyatlarını Türkiye’de emsali olmayan bir derecede arttırınca iştahları kabarır inşaatçı zümrenin ve hala içinde olduğumuz bir “rant” kavgası başlar.
Geçtiğimiz hafta, İz Gazete yazarları olarak Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay ile görüşme fırsatımız oldu. Bir Karşıyaka sakini olarak kendisine bu seküler göç dalgasını nasıl karşıladığını ve rantın mı, hatıraların tarafında mı olacağını sordum. Kendisi Karşıyaka’nın düşünce, özgürlük ikliminin çağırdığı insanların çekinmemesini, ama göçün ancak inşaat ile gerçekleşeceğini, inşaatı da, rantı da istemediğini belirtti. Cemil Tugay’ın hayalindeki Karşıyaka’da, tüm semti yukarıdan görecek kuleler, beton binalar bulunmamakta. Bisiklet yollarının olduğu, bisikletler ve insanlar için düzenlenmiş bir semt var başkanın hayalinde. En nihayetinde Karşıyakamızın güzelliklerini yeni gelenlerle paylaşmak ve birlikte Karşıyakalı olmak var…