Uzun bir aradan sonra İzmir’e gelen ve buradan kente, ülkeye ilişkin önemli mesajlar vermesi beklenen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ziyareti, ne yazık ki bambaşka bir gündemin altında ezildi, yok oldu…
Oysa programda, belediye başkanları ile ‘Yerel Yönetimler Çalıştayı’ vardı, iktidarın yerel yönetimler üzerindeki baskısı ve partinin izleyeceği yol haritası konuşulacak, kamuoyu ile paylaşılacaktı.
Açılışlar, etkinlikler vardı, kısacası İzmir’den Türkiye’ye önemli mesajlar verilecekti. Program uygulandı elbet, ne var ki gündem İzmir’den çıkan ses olamadı. CHP’nin ülkeye vereceği yeni mesajlar, tüm gezi heder oldu gitti. Ne idüğü belirsiz saçma sapan bir “proje haber” her şeyi gölgeledi, CHP bu gündemin altında kaldı.
Hafta boyu kendi yayın mecrası olduğu halde ‘sözde haberi’ etkili kalemlere ‘pazarlamaya’ çalışan, sonunda ‘sözde duayen’ birine kakalayan, ‘sözde gazeteci’nin komplosunu konuştuk. Neresinden baksan ‘rezalet bir oyun’du ve ‘sözde gazeteci’ asıl işinin gereği olarak misyonunu yerine getirmiş, ülkenin asli sorunlarını rikkatlerden kaçırıp CHP yi karıştırmayı başarmıştı…
CHP bu oyunun peşine takılmak yerine ne yapabilirdi? Aslında oyunu bozmanın en iyi yolu, Kılıçdaroğlu’nun İzmir’e yanına Muharrem İnce’yi alarak gelmesi olurdu!.. Muhteşem bir tokat atılır, yandaş yalakalar komployu köpürtemez, herkes sesini keser otururdu!..
CHP’nin kritik dönemlerde süreç yönetme konusunda zaafı var ne yazık ki!...Bunu seçim akşamları gördük, yaşadık. Bu olay da çarpıcı bir örnek oldu.
CHP yönetiminin Muharrem İnce’yi ‘gömmeye çalışmak’ yerine kazanmaya çalışması, güçlerin birleştirilmesi çok yerinde olacaktı. Bu kumpası, fırsat görüp parti içi muhalefeti tasfiye etmeye çalışmak etik değil. İnce’nin de ‘çete’ söylemi maksadını aşan bir ifade!..Evet, onun partideki gücünü kırmaya çalışan bir ekip var ama buna çete demek de uygun değil.
Sadece oy verenler değil, AKP’nin ülke yönetiminden gitmesini isteyen tüm kesimler, CHP’nin bölünmesini değil, güçlerini birleştirmesini bekliyor. Bu komplo, CHP’yi bekleyen tehlikeler konusunda bir uyarı olsun!..
Bu polisler mi kadınları koruyacak?
25 Kasım Kadına Şiddet ile Mücadele günüydü ve o gün şu gözler neler gördü!.. Kadına şiddeti protesto etmeye çalışan kadınlara ateş açıldı, biler gazı sıkıldı.
Kadınlar, kendilerini polislerden korumaya çalıştı ama ne fayda? Darp, tekme, tokat gırla… İnsan haliyle düşünüyor, bu polisler mi kadınları şiddete karşı koruyacak? Gölge etmesinler yeter!..
Ulaşım zammı da yolda…
İktidar iğneden ipliğe zam yaparken ‘fiyat düzenlemesi’ kılıfına sığınan yandaş basın, İzmir’de su bedeli yüzde 15 artınca salvo atışına doyamadı. Bu, zincirleme reaksiyon. Girdiler artınca her şeyin fiyatı alıp başını gidiyor. İzmir Belediyesi de suyun metreküp fiyatlarını artırdı. Akaryakıt ve elektrik zamları ortada, son noktaya kadar dayanıyorlar ama sırada ulaşım zammı var.