Okullar tatile girince, anne babalar çocuklarını alıp tatile gidiyorlar. Kaldıkları otel yanıyor. 76 Kişi ölüyor. Bakanlar konuşuyor, Erdoğan ve Adalet Bakanı gereken yapılacak diyor. Yine aynı senaryo. Siyasi çekişmelerde “alıştık” diyelim ama can kayıplarında bu senaryo artık bıkkınlık veriyor. Tam anlamıyla, yaptıkları yine aynı terane. Türk Dil Kurumu sözlüğünde terane için “çok yinelendiği, boş olduğu için usanç veren söz” tanımı yapılıyor.
Aileler çocuklarını ödüllendirmek için tatile gidiyorlar. Kim bilir hangi fedakarlıklarla bu tatili ayarladılar. Maalesef birçoğu yanarak ölüyor. Bir günlük milli yas ilan ediliyor. Ne için? Yaşamını yitirenlere saygı için.
Ortadaki saygı, aslında gereken denetimleri yapmayan bakanlıkların sorumluluğunu geri plana atmak için değil mi? Kanun değişikliği ile yangın söndürme sistemlerinin onayını belediyelere bağlı itfaiyeden alıp yetkili kurumlara, yani bakanlıklara veren hükümetin başbakanı Erdoğan’ı korumak için mi acaba?
Kısa bir bilgi vereyim; HSE, Health Safety Envirement kuralları uluslararası düzeyde takip edilen kurallardır. Türkçesi Sağlık, Emniyet ve Çevre ile ilgili kuralların bir işyerinde özümsenmesi ve sürekli takibini gerekli kılan bir uygulamadır.
Libya’da iş yaparken şirketimizin bu kuralları kapsayan bir kitabı vardı. Önemli olan çalışanın sağlığı, bir iş kazasının olmaması ve çevrenin korunması. Örneğin, bir yerde kaynak yapılacak ise oraya yangın söndürme tüpü veya tüpleri götürülür. Kaynak yapacak kişiye güveni için eldiven, giysi, maske, gözlük verilir. Kaynak kritik ise, işin başında güvenlik personeli hazır bulunur. Kaynak öncesinde yapılacak işin tanımı ve görev alacakları belirten bir rapor onaya sunulur. Eksik bulunmazsa onaylanır. Uygulamadan sonra rapor imzalanır. Kaynak yapan kişiye süt veya ayran verilir ve dumanın etkisi azaltmaya çalışılır.
İnşaat ekibi ise sabah işe başlamadan önce toplanır. Mühendis veya formen günlük yapılacak işi anlatır, tehlikeli olabilecek konular vurgulanır, daha sonra ekipler sahada iş yaparken sabah söylenenlere uyup uymadıkları kontrol edilir. Her yıl bir veya iki tatbikat yapılır. Bir kişi kaza yaptığı zaman doktor ve ambulansı beklerken nasıl yatırılır, ambulansa bindirmek için sedyeye nasıl alınır gibi basit gelen ancak kaza anında can kurtaran beceriyi ekipler öğrenmiş olur.
Bana bu bilgileri kazandırdığı için şirketime şükran borçluyum. Yurt dışında yüz milyonlarca dolar değerinde rıhtımlar, deniz yapıları yaptık. Bir işçimizin canına halel gelmedi. Kendi yaşantımda da bunu uyguluyorum. Kullanılan elektrikli veya şarjlı aletlerde her türlü önlemi alıyorum.
Peki bu uygulama Türkiye’de yok mu? Tabii ki var. Sağlık, Emniyet ve Çevre ile ilgili tüm mevzuat, idari düzenlemeler, yasal sorumluluk ve standartlar yayınlanmış durumda. Bu konuda Sağlık Emniyet Çevre Mühendisi sertifikası da veriliyor. Bu mühendisin görevi işyerlerindeki sağlık ve güvenlik risklerini değerlendirmek, çevre kirliliğini önlemek için önlemleri ve çalışanların sağlığını korumak için gereken tedbirleri almaktır.
Gelelim Kartalkaya’daki kayak merkezine. 270 kişi kapasitesi olan bir otelde, hem de ahşap yoğunluklu bir otelde, yangın söndürme sistemi, yangın ve duman alarmları, yangın kaçış merdivenleri yoksa veya çalışmıyorsa bunun sorumlusu denetim yapması gerekenlerdir. Denetimi yapmayanları sorgulamak yerine, onların neden olduğu can kayıpları için ulusal yas ilan etmek görev yapmayanları ödüllendirmek demektir ve yanlıştır.
Şimdi Erdoğan ve bakanlar şunları yapacağız, bunları yapacağız filan diyecekler ama sonuçta ne değişecek merak ediyorum? Hiçbir şeyin değişmeyeceğini benim gibi sizler de biliyorsunuz.
23 yıllık iktidar döneminde yandaşları korumak, işlerini kolaylaştırmak için yasaları ve yönetmelikleri mühendislik denetimi dışına çıkarmak ne yarar sağlar derseniz; yatırım sahipleri kendi bilgi ve bilinç düzeyine göre işletme kurarlar. Yani para kazanmak için ne kadar az harcama ile işletmeyi faaliyete geçirmek gerekiyorsa öyle yaparlar. İşte böyle bir yangında da oteli yanar. Ama 76 kişi de canından olur.
Paragöz olanın çalışanları ve misafirleri için güvenli yaşam sağlamak kültürü maalesef yoktur.