CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yıl kutlamaları için Dokuz Eylül'de İzmir'e geldi. Tarkan'ın olağanüstü coşkulu konseriyle ve milyonların katılımıyla doruğa ulaşan kutlama programına katılan Kılıçdaroğlu; ertesi günde de Batı Anadolu Sanayici Ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu’nun (BASİFED) düzenlediği ve İzmir İş Dünyası'nın temsilcilerinin bulunduğu toplantıda geniş bir grupla buluştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yaptığı "kısa" konuşmada özetle, "daha güçlü bir ekonomi, daha güçlü bir Türkiye, üniversiteleri bilgi üreten Türkiye, en büyük arzumuz bu, bunu yapacağız. Sizden tek isteğim sakın karamsar olmayın.
Kocatepe'ye çıktığımda neden karamsar olmamamız gerektiğini biraz daha iyi anladım, yüreğime yerleştirdim.
O zor koşullarda, o mücadeleyi yapanlar, yumurta satarak şeker fabrikası kuranlar, ilk 5 yıllık sanayi kalkınma planını uygulamaya koyanlar, verdikleri o mücadelenin ancak ekonomik başarılarla taçlandırılacağını biliyorlardı" dedi.
Kılıçdaroğlu, "kısa tuttuğu konuşmasının soru-cevap bölümüne çok önem verdiğini belirterek, katılımcıların siyasi, ekonomik, eğitim, hukuk ve diğer konularda sorabilecekleri tüm sorulara çok net ve açık cevap vereceği" sözleriyle noktaladı.
Bu bağlamda; İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Esnaf ve Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu ve çok sayıda iş insanı soru sormak olanağını buldu. Yaklaşık 2.5 saat süren soru-cevap bölümünde iş insanları, karşılaştıkları problemleri de içinde barındıran soruları sordular, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da açık ve samimi cevaplar verdi.
CEVAP BEKLEYEN SORULAR
Gazeteci-Yazar ve Ege Koop Genel Başkanı olarak ben de katıldığım bu toplantıda Kılıçdararoğlu'nun nedense gündemine almadığı ve 3 gün sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "100 YILIN SOSYAL KONUT PROJESİ... İLK EVİM, İLK İŞ YERİM PROJESİ... CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK SOSYAL KONUT PROJESİ... 500 BİN KONUT, 250 BİN ALTYAPILI KONUT ARSASI, 50 BİN İŞ YERİ PROJESİ..." sunuşuyla gündeme taşıdığı ve “ön aldığı” konut sorununa ilişkin hazırladığım soruları zaman darlığı nedeniyle sorma olanağını bulamadım.
Aynı şekilde, 20 yıl Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın İzmir Şube Başkanlığını yapan, sürekli basın kartı sahibi, 30 yıla yakın bir süre gazetelerde köşe yazarı ve televizyon kanallarında "MERCEK" programının hazırlayıcısı ve sunucusu kimliğimle, "gazetecilerin grevli ve toplu sözleşmeli sendikal örgütlenme özgürlüğü, düşünce, ifade ve iletişim özgürlüğü, basın sektöründeki tekelleşme" konularına ilişkin sorumu da soramadım.
Oysa; ülkemizin ve İzmir'in can yakıcı problemi konut, kira ve plansız, sağlıksız kentleşme, riskli konutlar; ötelenecek, gündem dışına itilecek konular değil.
Bu arada; demokrasi alfabesinin ilk harfi, diğer tüm özgürlüklerin de anası, belirleyicisi düşünce, ifade, iletişim ve örgütlenme özgürlüğü de alt sıralara itilecek özgürlükler değil.
Konut, sağlıklı kentleşme, basın ve örgütlenme özgürlüğü konularında hazırladığım, ancak CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na soramadığım sorular; özetle şöyledir:
SORU 1: Ülkemizin ve İzmir'in en önemli, güncel, yakıcı sorunlarından biri, konuta erişim, konut ve kiralardaki önlenemeyen fiyat artışı...
Dar ve sabit gelirlilerin, konut fiyatlarındaki ve kiralardaki önlenemeyen aşırı artış nedeniyle konuta erişimleri ve kirada oturmaları her geçen gün biraz daha zorlaşıyor.
Bilindiği gibi; Genel Başkanlığını yaptığım Ege Koop olarak bugüne kadar İzmir'in 12 ilçesinde 200 meslek grubundan oluşan kooperatiflerimizle ve 13 özgün projeyle 150 bin kişiyi ev sahibi yaptık. İzmir'e her türlü fiziki, sosyal, kültürel, eğitim altyapısı ve yeşil çevre dokusuyla 13 modern kent parçası kazandırdık.
Bu arada; günümüzde İzmir'deki konutların yüzde 60'ı depreme dayanıksız, riskli konutlardır ve kirada oturanların oranı da yüzde 30-40 dolayındadır.
AK Parti hükümeti; 3 gün sonra "kapsamlı" bir sosyal konut projesini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sunumuyla gündeme taşıyacak.
CHP, olarak sizin, Türkiye'nin, İzmir'in güncel ve yakıcı problemi konuta erişim ve kira artışı konusunda hazırladığınız uygulanabilir, kapsayıcı, finanse edilebilir projeniz var mı, buna ilişkin bilgi verir misiniz?
SORU 2: Basın özgürlüğü, basın çalışanlarının grevli toplu sözleşmeli sendikal örgütlenme özgürlüğü, genel tanımlamayla düşünce ve ifade özgürlüğü; nitelikli demokrasinin "olmazsa olmaz"ıdır.
Bu arada; basında tekelleşme, kartelleşme iletişim özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir.
Günümüzde yazılı, görsel-işitsel basının yaklaşık yüzde 90'ı siyasal iktidarın kontrolünde. Basının geri kalan, iki elin parmağını geçmeyen "muhalif" kesimi de ekonomik ve siyasal baskı altında.
Gazetecilerin üçte ikisi de işsiz.
Çalışanlar da sürekli "yargısal denetim" kıskacında.
Bir yanda örgütsüzlük, işsizlik, yargı baskısı, diğer yanda basında sermaye yoğunlaşması, tekelleşme, kartelleşme...
Tüm bunlar; halkın bilgi edinme, haber alma hak ve özgürlüğünün önündeki engeller. Dolayısıyla; eksik demokrasi.
CHP; sosyal demokrat bir partidir.
Sosyal demokrasinin önceliği de çoğulcu, çok sesli, çok renkli, katılımcı, eksiksiz demokrasi ve özgür basın.
CHP olarak özgür basın konusundaki programınız hakkında bilgi verir misiniz?
Toplumun beklentisi; yaşamsal önem taşıyan seçimlere 8 ay gibi kısa bir süre kala ana muhalefet partisi CHP’nin bu iki temel konudaki programını açık-seçik bir biçimde ortaya koymasıdır.
Bu arada; işsizlik, yoksulluk ve hayat pahallılığı ülkemizin çözüm bekleyen güncel ve çok boyutlu problemidir.
Ne var ki; “barınma” ve özgürlük; ötelenecek konular değildir.
Özellikle; temel insan hakları bağlamında “barınma”, en az beslenme ihtiyacı kadar ailenin tümünü derinden etkileyen çok boyutlu sosyal ve psikolojik problemdir.
Bu nedenle; toplumun öncelikli beklentisi, konuta erişim ve özgürlük konularındaki sorularıma cevap verilmesidir.
Unutmayalım ki; gazeteci sorularını kendisi için değil, toplum adına soruyor.
Sonuç olarak: Barınma temel insan hakkıdır, basın özgürlüğü de; nitelikli demokrasinin "öz"üdür.