Tesla ve SpaceX'in kurucusu Elon Musk, Twitter mesajında, Bolivya'da eski Devlet Başkanı Evo Morales'in devrilmesiyle bağlantısı olduğuna ilişkin iddialara "Kime istiyorsak darbe yaparız!" şeklinde yanıt verdi.
Hani ‘temiz enerjili’ denilen Tesla’nın ürettiği elektrikli araçlarda kullanılan lityum iyon pilinin ham maddesi olan Lityum var ya, işte karşı devrimci darbe onun içindi! Bolivya, kendi madenlerine sahip çıkmaya ve halkı yararına kullanmaya kalkınca olanlar oldu ve Evo Morales iktidarı devrildi. Tıpkı bakır madenlerine sahip çıkan; önce ulusallaştıran sonra devletleştiren Şili Devlet Başkanı Salvador Allende gibi. Tıpkı sömürgecilerden kurtardığı petrol kaynaklarını ve gelirini halkının refahına; sağlık, konut, eğitim konularındaki gereksinimlerine adayan Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi gibi. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’i bin bir türlü algı operasyonlarıyla suçlayarak öldürdükleri ve dünyadan birçok örneğini gördüğümüz gibi...
Küreselleşmiş sermaye için devletler birer şube müdürlükleri gibi, ancak onların emirlerini yerine getiren örgütlülüklerdir. Bu devletlerin ABD ve AB gibi merkezler olması bile gerçeği değiştirmez! Uluslararası sermaye ne derse o; yoksa devrilirsin, direnirsen öldürülürsün! Onların çıkarlarını savunursan da iktidarda kalır, yağmadan payını alırsın. Siyasal olarak ta yerel amaçlarınla sınırlı olarak egemen olursun. İster “Muz Cumhuriyeti” ol ister “İslâm Cumhuriyeti”; faşist, şeriatçı, liberal görünüşlü falan olman onlar için hiç fark etmez. Sen hangi rejimle yönetebileceksen...
Türkiye’deki özellikle madencilik faaliyetlerine de böyle bakmak gerekir. İzmir Efemçukuru altın madenine karşı çıkışlara ne demişti zamanın Çevre Bakanı? “...Uluslararası tahkime giderler, büyük para cezaları ödemek zorunda kalırız...” Ya Turgutlu Çaldağ nikel madeni yağmasına karşı çıkıldığında söyledikleri? “... İngiliz Hükümetini durduramıyoruz...” Çünkü Kraliyet ailesi bura nikellerine yatırmıştı paralarını. O konforlarının, şatafatlarının finansmanını nereden sağlıyorlardı?
Bolivya Devrimi “Su Devrimi” idi. Tek bir damla suyu bile tutsak almıştı sermaye. Halkın suya para vermeden erişmesi mümkün değildi. Dünyanın içilebilir su kaynaklarını dört uluslararası şirket ele geçirmişlerdi. Bolivya ve Lâtin Amerika bildik cola şirketinin ‘hammadde’ ve pazar alanıydı. Türkiye’de de sular borulandı, bidonlandı ve pazarlandı.
Daha nelerimizin pazarlandığı konusunda yeteri kadar bilgimiz zaten var.
Sessizce izledik, ne kadar kötü dedik. Sandığı bekledik. Sandık da tepelendi!
Neyse fazla karamsar olmanın âlemi yok; Ayasofya Müslümanların ibadetine açıldı rahatladık. HAYIRlı olsun!