Yerel seçimler yaklaştıkça seçim kampanyalarına ‘’kısır’’ içi boş tartışmaların hâkim olduğu gözleniyor.
Oysa; yararsız, içi boş, suçlayıcı tartışmaların yerine kentsel yaşamı kolaylaştıracak, ‘’kent yoksulluğu’’yla mücadeleyi önceleyecek projeler yarışmalı.
Örneğin; ülke genelinde olduğu gibi, İzmir’ de de barınma, beslenme, işsizlik, yoksulluk ve pahalılık; ‘’BEKA’’ sorununa ve ‘’İNSANLIK KRİZİ’’ne dönüştü.
Konut krizi bağlamında son bir yılda, İzmir’de konut fiyatları yüzde 98, kiralar da yüzde 131 oranında arttı.
Dar ve sabit gelirli yurttaşlar ne konut alabiliyor ne de kiralık eve erişebiliyor.
Yaşanan bu barınma krizi, birçok sosyal problemi de beraberinde taşıyor.
Görüldüğü gibi; çalışanlardan, emeklilerden, dar ve sabit gelirlilerden oluşan geniş bir toplum kesimin konuta erişimi ve mülk sahibi olması; neredeyse olanaksız hale geldi.
Anadolu’ dan göç alan İzmir; bugün tersine Anadolu’ ya göç veriyor.
Ana gündem ve çözüm önerileri
Bilindiği gibi; Anayasamız ‘’KONUT HAKKI’’nı güvenceye alıyor, devlete de nüfus artışına ve ihtiyaca göre alacağı önlemlerle ‘’ KONUT HAKKI’’nı koruma görevini veriyor.
Öte yandan; ekonomik krizin derinleştiği bu süreçte ‘’KENT YOKSULLUĞU’’, üniversite kenti olan İzmir’de öğrencilerin barınma ve beslenme ihtiyacı, kentsel yaşamı kolaylaştıracak trafik ve oto-park problemi, İzmir’in turizmde ve özellikle de kongre ve sağlık turizminde de ikinci lig oyunculuğundan birinci lige taşınması ihtiyacı kırsal kalkınmayla kentsel kalkınmayı ortak paydada buluşturacak ‘’ENTEGRE KALKINMA’’ projesi seçim kampanyasının ana gündemini oluşturmalıdır.
Ana gündemi oluşturan problemlerin çözüm önerileri de seçim kampanyasının temel konusu olmalıdır.
Bu bağlamda; TOKİ, lüks konut üretiminden vazgeçerek dar ve sabit gelirlilerin konuta erişimlerini kolaylaştırmayı öncelemelidir.
Ege-Koop gibi başarısı ve üretim gücü kanıtlanmış konut kooperatifleri üst birliklerine imarlı-altyapılı arsa tahsisi yapılmalı, ‘’UYDU KENT’’ üretimi özendirilmelidir.
Kamu bankaları da uzun vadeli, düşük faizli konut kredisi uygulamasıyla dar ve sabit gelirlilerin kooperatifler aracılığıyla konuta erişimlerini kolaylaştırmalıdır.
Konutların yüzde 60’ının riskli ve depreme dayanıksız olduğu İzmir’ de hak temelli, yerinde, ada bazında ‘’KENTSEL DÖNÜŞÜM’’ ve ‘’KENTSEL YENİLEME’’ projeleri, zaman yitirmeden uygulamaya konulmalıdır.
Bu arada; kentsel yaşamı kolaylaştırmak amacıyla trafik sorununa ve otopark ihtiyacına gerçekçi, uygulanabilir çözüm amaçlı projeler, seçim kampanyasının tartışma konusu olmalıdır.
Öte yandan; üniversite öğrencilerinin barınma ve beslenme gereksinimlerinin karşılanması bağlamında öğrenci yurtları ve ‘’ücretsiz’’ öğrenci lokantaları projeleri de esas gündemi oluşturmalıdır.
Ayrıca; ‘’KENT YOKSULLUĞU’’yla mücadelede, uygulanabilir ‘’SOSYAL DESTEK’’ projeleri de seçim kampanyasının ana gündemi olmalıdır.
SONUÇ OLARAK:
Seçim kampanyalarında ‘’kısır’’ içi boş, suçlayıcı tartışmalar yerine, gerçekçi, uygulanabilir projeler yarışmalı.