Millet İttifakı; iktidar  yolculuğunda birbirini destekleyen iki aşamalı “yol haritası” oluşturup uygulamaya koymalıdır. 

Birinci aşamada kapsayıcı özelliğiyle sendikalarla, kadın örgütleriyle, gönüllü kuruluşlarla, sivil toplumla ve çevreci yapılanmalarla “ortak payda” oluşturarak “toplumsal uzlaşma”ya dönüşmeli.

İkinci aşamada da; muhalefetteki diğer siyasi partilerle politik beraberlik kurarak “demokrasi hareketi”ne evrilmelidir.

Bu arada; Millet İttifakı; demokrasiyi “inşa” hedefinde işsizliğin, yoksulluğun, pahallılığın, adaletsizliğin, haksızlığın, ezenin, ezilenin şekillendirdiği “BOZUK DÜZEN”i değiştirme mücadelesine odaklanmalı.

Ayrıca; Millet İttifakı siyasal muhalefetle toplumsal muhalefeti örgütleyip “aynı eksen”de buluşturarak iktidara yürümeli. 

Bu bağlamda; Millet İttifakı, kamuoyu araştırmalarına göre yüzde 60’ı aşan sivil ve siyasi muhalefet potansiyelini “İKTİDARI DEĞİŞTİRME” hedefine yöneltmeli.

Öte yandan; gelinen noktada yaşadığı kısa süreli “SİYASAL DEPREM”in şokunu atlatan Millet İttifakı’nın heyecana, coşkuya, çoğalmaya ve kapsayıcılığını daha da genişletmeye dönüştüğü gözlenmektedir.

Bu sürecin doğal sonucu da Millet İttifakı’nın hem Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması, hem de parlamento çoğunluğunu elde etmesidir. 

SEÇİM GÜNDEMİNDE NELER KONUŞULACAK

14 Mayıs seçimlerinin gündemini hiç kuşkusuz 13 buçuk milyon yurttaşımızı derinden etkileyen, 11 kentimizi neredeyse “yerle bir” eden deprem ve sel felaketinin ekonomide ve toplumda yarattığı tahribat, açtığı yaralar, oluşturduğu travma ve umutsuzluk işgal edecektir. 

Ayrıca; daralan özgürlük alanı, düşünce ve ifade özgürlüğü problemi, yurttaşların yargı mekanizmasına duyduğu güvensizlik, kalitesiz eğitim ve sağlık politikası; barınma ve beslenme “kriz”i, gelir dağılımı adaletsizliği konuları seçimlerde kampanya malzemesi olarak kullanılacak.

Böylesine “çok değişkenli” seçim kampanyasında toplumun Millet İttifakı’ndan beklediği sadece eleştirel yaklaşım değil; toplumun yaşam kalitesini yükseltecek ve geleceğe dönük umut verecek “REÇETE”yi görmektir.

Bu bağlamda; Millet İttifakı, halkın refah düzeyini yükseltecek, “konforlu” bir yaşam vaad edecek gerçekçi, iç tutarlılığı olan uygulanabilir programı vatandaşın bilgisine sunmak durumundadır. 

Diyebiliriz ki; halka umut veremeyen, kaliteli bir yaşam öngöremeyen, karanlıktan aydınlığa çıkış yolunu gösteremeyen özetle; umudu yeşertemeyen ve yeni bir pencere açamayan Millet İttifakı; toplumdan beklediği desteği bulamayabilir.

Unutmayalım ki; Millet İttifakı’nı iktidara taşıyacak olan içtenlik, tutarlılık, ilkelere bağlılık ve geniş bir toplumsal ve siyasal örgütlenmedir. 

NEYE İHTİYACIMIZ VAR?

Geldiğimiz noktada toplum olarak neye ihtiyacımız olduğunu sormak ve cevap aramak zamanıdır.

Siyasilerden çözüme kavuşmasını beklediğimiz problemler ve ihtiyaçlar şöyle sıralanabilir:

·         Toplumcu planlı kalkınma modeliyle üreten ve ürettiğini hak temelinde paylaşan sosyal devlet,

·         Ekonomide, politikada, sosyal devlet yapılanmasında güvenilebilirlik, sürdürülebilirlik,

·         Öngörülebilir ekonomi ve öngörülebilir yönetim,

·         Kişinin değil; kurumların ve kuralların egemen olduğu yönetilebilir demokrasi,

·         Gelir dağılımında eşitlik, ekonomide ve siyasette istikrar,

·         Toplumun pahalılık altında ezilmediği, her yurttaşın iş bulabildiği, sosyal yardımların “sadaka” değil; hak olduğu, parasız kaliteli eğitim ve kaliteli sağlık hizmetinin verildiği, insanca ve hakça bir düzen,

·         Bağımsız ve tarafsız yargı, üstünlerin hukuku değil; hukukun üstün olduğu özgürlükçü, eşitlikçi demokratik düzen,

·         Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini ve değerlerini temel alan, “refah toplum”u olmayı önceleyen siyaset anlayışı. 

Sonuç olarak: Toplum değişim istiyor, ancak; bu değişimi odağına insanı, özgürlükleri, toplumsal refahı ve her alanda adalete ve eşitliği önceleyen kadrolarla da gerçekleştirmeyi istiyor.