Ülkenin sorunları büyüyor. Ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, hukuksuzluk hepimizi çepeçevre saran sorunlar. Siyasi iktidarın bu sorunları çözecek mecali de önerisi de yok. Toplumun bu sorunların siyasi iktidar tarafından çözüleceğine dair beklentisi de yok. Olası bir seçimde kaybedenin belli olduğu ancak kazananın henüz belli olmadığı kırılma günlerinden geçiyoruz.
Demokratik toplumlarda, toplumun gündeminde olan her sorunun siyasetle çözüleceğine inanılır. İktidarda bulunan siyasi kadrolar bu sorunları çözemez ise yeni kadrolar sorunları çözme iddiasıyla iktidara gelir. O nedenle toplum siyasi iktidardan memnun olmadığında, o anki muhalefet partilerine ve onların siyasi söylemlerine bakar ve sorunları çözeceğine inandığı partiyi iktidara taşır. Böylece toplum oluşan kriz ve tıkanmalar karşısında umutsuz duruma düşmez ve ilerleme devam eder.
İçinde bulunduğumuz günler, giderek büyüyen sorunların kim tarafından çözüleceğine toplumun karar verme arifesinde olduğu günler. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki toplum bu konuda henüz karar vermedi.
Metropoll araştırma şirketi tarafından yayınlanan Türkiye’nin Nabzı Ekim 2021 araştırmasında “mevcut hükümet ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sorunları çözebilir mi?” sorusuna “evet, çözebilir” diyenlerin oranı %28,4 olarak açıklandı. Bu oran beklenen ve günlük hayatta hepimizin gözlediği bir rakam. Ancak aynı araştırmada önemli bir başka sonuç daha var. Buna göre “Muhalefet partileri iktidara geldiklerinde halkın ekonomik sorunlarını çözebilirler mi?” sorusuna “evet, çözebilirler” cevabını verenlerin oranı sadece %37. Üstelik bu oran Şubat 2021’de %42,5’ti. Yani sorunların çözümü konusunda iktidara da muhalefete de güven azalıyor. Elbette bu oranın ortaya çıkmasında muhalefetin performansı dışında nedenler de var. Yıllardır devam eden ve devasa boyutlara varan ekonomik sorunlar karşısında umudunu kaybeden, siyaset kurumuna karşı güvenini yitiren kitleler kim gelirse gelsin sorunların çözülemeyeceği inancında. Fakat yine de bu araştırma bize bugüne ve geleceğe dair önemli ipuçları veriyor.
Araştırmanın geleceğe dair gösterdiği ilk ipucu, iktidar partisine oy verenlerin %20’sinin muhalefetin iktidara gelmesi halinde sorunları çözeceğine inandığını söylemesi. Bu oran, bugün iktidar partisine oy veren önemli bir kitlenin ekonomik sorunların çözümünde muhalefet partilerine güvendiğini, bu güvenin oy tercihlerinin değişmesine yol açabileceğini gösteriyor.
Araştırmanın ortaya koyduğu en önemli veri, muhalefetin bir süredir devam ettirdiği iktidarla tartışma yerine geleceğe dair politikalarını anlatma sürecini daha da arttırması ve somutlaştırması gerektiği. Artık topluma ekonomik durumun ne kadar kötü olduğunu, siyasi iktidarın bu sorunları çözemeyeceğini bu yoğunlukta anlatmaya gerek olmayabilir. Zira toplum buna ikna olmuş durumda. Ekonomik sorunları hepimiz hem görüyor hem de günlük hayatımızda bizzat yaşıyoruz. Artık daha çok anlatılması gereken şey bugün kötü giden şeylerin gelecekte nasıl düzeltileceği, iktidara gelindiğinde nelerin, nasıl yapılacağı olmalıdır. İktidarla, onun lideriyle tartışan değil doğrudan toplumla konuşan ve çözüm önerilerini anlatan söylem toplumun hem geleceğe dair umudunu hem de demokrasiye olan inancını güçlendirecektir.
Geleceğe dair söylem konusunda başta CHP olmak üzere muhalefetin son dönemde gösterdiği olumlu performansı arttırarak sürdürmesi gerekiyor. Muhalefetin siyaset üreten, geleceğe dair tavır koyan, umut veren somut çözüm önerilerini ve söylemlerini toplumun her kesimine anlatması gerekiyor. Kaybedenin belli olduğu ancak kazananın belli olmadığı seçimde, kazananın kim olacağını geleceğe dair söylemlerin ne olduğu ve bu söylemlerin topluma ne kadar aktarılabildiği belirleyecektir.