Yaşadığımız onca soruna rağmen İzmir’de yaşamak, bu kentin bir parçası olmak hepimizin ortak noktası ve İzmir’de yaşamaktan mutluyuz. İntergal Araştırma’nın 11 merkez ilçede, 4b in 98 kişiyle yüz yüze yaptığı araştırma sonuçlarına göre İzmirlilerin yüzde 78’i bu şehirde yaşamaktan memnun olduğunu söylemiş. Kısmen memnun olduğunu söyleyenlerle birlikte bu sayı yüzde 88’e çıkıyor. Üstelik memnuniyet oranı farklı partilere oy veren seçmenler arasında da yüksek. Son yerel seçimde Ak Parti’ye oy verenlerin yüzde 71’i, CHP’ye oy verenlerin yüzde 85’i İzmir’de yaşamaktan memnun olduğunu dile getirmiş. Yaşadığı ilçeden memnun olma ortalamasının en yüksek olduğu yer Karşıyaka olarak görülüyor. İzmir’de yaşayanların memnuniyeti kendiliğinden ortaya çıkan, sadece şehri sevmeyle oluşan bir duygu değil. İzmir’in yaşam kültürü, başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere yerel yönetimlerin halkın taleplerini karşılayan hizmetler vermesi bu sonuca yol açıyor.
İzmirli İzmir’de yaşamaktan memnun ama daha fazlasını istiyor, daha iyi bir şehir talep ediyor. Daha iyi bir şehir talebinin de yerel yönetimlerce karşılanacağına inanıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 73’ü siyasi iktidarın İzmir’i siyaseten cezalandırdığına inanıyor ve daha iyi yaşam koşulları konusundaki beklentilerin İzmir Büyükşehir Belediyesi ve başkanınca karşılanacağını düşünüyor. Nitekim araştırmaya katılanların yüzde 63,7’si Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kalan görev süresinde İzmir’i olumlu yönde değiştireceğine inanıyor.
Siyasi iktidarın uzun yıllardır devam eden “CHP gelirse sosyal yardımlarınızı keser” sözlerinin karşılığının olmadığı artık görüldü. 11 büyükşehir belediyesini yöneten CHP’li başkanlar dezavantajlı kesimlere yönelik hizmetleriyle bu sözün gerçek dışı olduğunu her gün defalarca ispatladı. Yayınlanan araştırma da bunu gösteriyor. İzmir’de sosyal yardım alanların yüzde 41’i bu yardımı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yüzde 19’u ilçe belediyesinden aldığını söylüyor. Buna göre İzmir’de yapılan sosyal yardımların yüzde 60’ını belediyeler gerçekleştiriyor.
Bütün araştırmalar ve hayatın akışı bize gösteriyor ki şehirlerin gelişmesinde ve şehirde yaşayanların mutluluğunda yerel yönetimlerin önemi giderek artıyor. Günümüzde yerel yönetimler sadece temel belediyecilik hizmetlerini yapan kurumlar olmaktan çıkıyor. Halk, günlük sorun ve ihtiyaçlarının yanı sıra geleceğine dair hizmetlerin verilmesini de artık yerel yönetimlerden bekliyor. Bu beklenti yerel yönetimlerin çalışma biçimlerini, yönetim anlayışlarını ve organizasyonlarını değiştiriyor. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere İzmir’de bulunan yerel yönetimler ortaya çıkan yeni yerel yönetim anlayışına uyum sağlamada öncülük yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarımdan turizme, eğitimden halk sağlığına, üretim ve pazarlama araçlarının geliştirilmesinden yeni pazarlar bulmaya kadar birçok farklı alanda hizmet veriyor. İzmir’deki yerel yönetimlerin ortaya koyduğu hizmet modelleri şehir halkının mutluluğunu ve şehre karşı hissettiği aidiyet duygusunu arttırıyor.
İzmir’in bize gösterdiği en önemli şey; yaşadığımız şehirlerin koşullarının kaderimizin değil tercihlerimizin sonucu olduğudur. Bir şehir iyi yönetilirse, halkın talepleri öne çıkarsa, kamu yararını gözeten kamucu politikalar uygulanırsa, özgür ve demokratik bir ortam oluşturulursa o şehirde yaşayan insanlar daha mutlu olur.
İzmir insanların kendini daha iyi ve mutlu hissettiği bir şehir olarak öne çıkıyor. Ancak hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin tamamı İzmir gibi mutlu insanların yaşadığı şehirlerden oluşmadıkça ülkemizin büyümesi ve hepimizin mutlu olması mümkün olmayacak. Hepimizin parasıyla kendilerine şatafatlı yaşamlar sağlayıp bizlere tevekkül, tasarruf ve açlık önerenlere sırtımızı dönmedikçe daha güzel şehirlerimiz ve daha iyi bir hayatımız olmayacak.