Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi bir haftayı geçti. Savaş ve askeri işgaller hiçbir zaman desteklenemez. Bu nedenle Rusya’nın Ukrayna’ya girişini onaylamak mümkün değil. Her ne kadar Putin, NATO için dağılan Sovyetler Birliği ülkelerine girmesin demiş olsa da bunu Ukrayna savaşı için neden saymak söz konusu olmamalı… Ama bir neden de olmalı!
Rusya’yı bu aksiyona iten nedenler için belki 1950’lere gitmek gerek. ABD’nin uzun dönemde SSCB ve dağılma sonrasında Rusya’yı kuşatma siyasetini 70 yıldır takip ettiğini bilelim.
İkinci Dünya Savaşının ertesinde, 1947’de, İngiltere (Birleşik Krallık) ve Fransa, Almanya’nın olası bir saldırısına karşı, Belçika sınırına yakın Dunkirk kasabasında bir araya geldiler. “İttifak ve Karşılıklı Yardım Antlaşması”nı, kısaca Dunkirk Anlaşmasını imzaladılar. 1948’de Benelüks ülkeleri, yani Hollanda, Belçika ve Lüksemburg da bu anlaşmaya katıldı. Adı da Brüksel Antlaşması Örgütü (BTO), kısa adıyla Western Union oldu.
Buraya kadar her şey normal. Ancak devreye ABD girince durum değişti; görüşmeler sonucunda 4 Nisan 1949’da Western Union ülkelerine ABD, Kanada, Portekiz, İtalya, Norveç, Danimarka ve İzlanda da katıldı ve NATO, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü doğdu.
Başlangıçta, Almanya’ya karşı kurulan ilk ittifak örgütü, Almanya’nın 1955’de NATO’ya alınması ile yön değiştirdi. Bu arada SSCB’nin ikili anlaşmalarla kendisine bağladığı ülkeler, NATO karşısında Varşova Paktına dönüştü. Yani, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Varşova’da Dostluk, İş birliği ve Karşılıklı Yardım Antlaşmasını, Varşova Güvenlik Paktında bir araya geldiler.
Böylece, Batı blokuna karşı Doğu Bloku oluştu, soğuk savaş dönemi başladı. Bunda özellikle silah üreticileri karlı çıkacaklardı.
Organizasyonlar devam etti. 1955’te Bağdat Paktı olarak bilinen CENTO kuruldu. Kurucuları İran, Irak, Pakistan, Türkiye ve Birleşik Krallık oldu. Bu anlaşmanın amacı Rusya’ya barikat kurarak güney denizlerine inmesini engellemekti, adına da Yeşil Kuşak dendi.
ABD, bir yıl önce, 1954’te İngiltere, Fransa, Yeni Zelanda, Avustralya, Filipinler, Tayland ve Pakistan’ı da yanına alarak Güney Doğu Asya Anlaşma Teşkilatını kurmuştu. ABD, bir yıl sonra Milliyetçi Çin (Formosa) ile de anlaşma yaptı. Böylece, Atlantik’ten Büyük Okyanusa kadar tüm sahiller Ruslara kapatılmış oluyordu.
Amerika 70 yıldır NATO aracılığı ile ülkeleri Ruslara karşı silahlandırma eylemi içindeyken, Varşova Anlaşmasında bir madde de Rusların referans noktasıydı. Antlaşmanın giriş kısmında, ittifakın sebebi olarak, Batı Almanya'nın NATO'ya girişinin, "yeni bir savaş tehlikesini arttırdığı ve barışsever devletlerin milli güvenlikleri için bir tehdit teşkil ettiği" ibaresi de vardı.
Zaman içinde dünya siyasetinde değişiklikler oldu. Kapitalist dünya giderek propaganda teknikleri ile soğuk savaş atmosferini, Ruslara karşı sıcak tuttu.
1985’de Mihail Gorbaçov ile başlayan glasnost (açıklık) siyaseti ve ekonomik düzenlemeleri, 6 yıl sonra, 1991’de SSCB’nin dağılması ile son buldu. Ortaya 15 bağımsız devlet çıktı; Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Özbekistan, Kazakistan, Gürcistan, Azerbaycan, Litvanya, Moldova, Letonya, Kırgızistan, Tacikistan, Ermenistan, Türkmenistan ve Estonya.
İttifaklar dağıldı. Humeyni devrimi sonrasında, Pakistan CENTO’dan çekilince, CENTO aynı yıl, 1979’da dağıldı. Varşova Paktı da SSCB’nin dağılmasıyla 1991’de sona erdi.
Bugün gelinen noktada eski SSCB devletlerinden bir kısmı Batıda yer aldı. Bir kısmı NATO’ya girdi, bir kısmı ABD’ye üs verdi. Buralara teknolojik aygıtlar ve füze rampaları yerleştirildi.
Dünyada lider ve egemen devlet olmak yolunda yarışanlar var. Yüksek teknoloji ile silah sanayiini geliştirenler en önde. Ancak Rusya – Ukrayna savaşı ile, küresel çaptaki ekonomik ve siyasi örgütlenmelerde ve dünya para sisteminde ABD’nin “tek karar mercii” olduğunu bize gösterdi.
Bir prodüksiyon şirketinin kurduğu parti ile bir yıl içinde dizilerden cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan ünlü oyuncu Volodimir Zelinski önüne konan yazıyı okuyor: Avrupa birliği beni al; gökyüzünü Ruslara kapatın, Biz AB’yi seçtik, siz de bunu kanıtlayın; Ukrayna düşerse Rusya NATO sınırına gelir diyor… Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu üyeleri duygusal konuşmanın sonunda Zelinski’yi ayakta alkışlıyor. Peki, sonra?
Bu haftalık bu kadar. Konu çok yönlü ve derin…