Ülkenin gerçek gündemi umurlarında değil! İşsizlik, yokluk, yoksulluk, yolsuzluk, zamlar, çöken yargı, sağlık, eğitim… Nereye baksan dökülüyor, elinde kalıyor. Bu sorunlarla ilgili söyleyecek tek sözleri yok. Halkın ne yaşadığıyla ilgili değiller, sanal bir alemde yaşıyorlar, tek dertleri bekaları!..
Vatandaşın gerçek gündemiyle ilgilenen, dile getiren, muhalefet ederek iktidarı köşeye sıkıştıranlara karşı ise ellerinde öyle bir silah var ki! Ya teröristsin, ya darbeci! iktidarlarının devamını ‘terör ve darbe’ye bağlamış durumdalar. Soğan toptancısından öğrenciye, muhalefet temsilcisinden siyasi partilere kadar işlerine nasıl ne şekilde geliyorsa, yaftayı yapıştırıyorlar.
Bir yiğit kadın Canan Kaftancıoğlu bile bunların dengesini bozmaya yetiyor. Fahrettin Altun’un kaçak yapısından girip, öğrenci protestosundan çıkıyorlar; hangi terör örgütüne yamayacaklarını şaşırıp, ‘hepsine üye’ saçmalığı ile taçlandırıyorlar!
Darbe ve terör gibi çok önemli iki güvenlik konusunun içi bu kadar mı boşaltılır? İktidara muhalifsen soru şu; ‘Terör mü darbe mi, ne vereyim abime, ablama?’
Paçalar tutuştu, kapılar zorlanıyor!
Yancısı Bahçeli’nin oyları İyi Parti’ye kayıyor; AKP oyları eriyor. İkilinin tekrar iktidar olması çok zor. Kendileri de biliyor. Hoş Bahçeli’nin umurunda değil, ortağını köşeye sıkıştırmayı da ihmal etmiyor. Erdoğan da ‘iş başa düştü’ deyip kapılara dayanmaya başladı.
En zayıf halka Saadet Partisi, Karamollaoğlu’na gidemedi; Asiltürk’ün kapısına dayandı. Bu isimler geçmişte Refah Partisi’nde Erbakan’ın yanında yer alan ekip. Erdoğan hepsini sırtından bıçakladı, partiyi böldü, yeni parti kurup ilk iş ‘Hizmet Hareketi’ dedikleri Fetö ile kolkola girdi!.. Ta ki 17/25’e kadar! Hayat böyle bir şey işte, dün çalım atıp silip attığınız isimlerin kapısına gidip ‘ricacı olmak’ da var!..
Başka ülkelerde benzeri yaşanmasın da!..
Kendi iktidarının bekasını her şeyin üzerinde gören kurumlara, yasalara, anayasaya saygısı olmayan kibirli, cehaletten prim sağlayan, dini istismar eden, ülkesindeki yerleşik düzeni bozup kendi düzenini kurmaya çalışan, sandığı, seçim sonuçlarını hiçe sayan, kaybedince yandaşlarını sokağa dökmekte daha kötüsü kan dökmekten çekinmeyen bir yöneticinin nelere yol açabileceğini ABD’de gördük… Dünya hayretle, ibretle izledi!..
Benim de temennim, benzer tablonun başka bir ülkede yaşanmaması…
Menemen rezaleti!..
Sadece CHP’li Meclis üyelerinin sayısı bile yeterdi, hadi İyi Parti üyelerini de koy haydi haydi alınacak bir seçimi beceremediler!.. Kimler yamuk yaptı, satıldı, ihanet etti bilmiyorum ama CHP, kazandığı bir belediyeyi kura katakullisi ile AKP’ye teslim etti. Bunun hesabını kim verecek çok merak ediyorum…