Özellikle pandemiden sonra her şey ama her şey büyük bir hızla değişmiyor mu sizce de?
Ekonomiden tut iklimlere kadar.
Yeni dünya, yeni düzen, yeni alışkanlıklar...
Çok ama çok hızlı başka bir ‘şeye’ evriliyoruz ve o şey tam olarak ne kestiremiyoruz.
Hele şu iklim konusu beni çok yoruyor.
Evet yoruyor çünkü ben bir Aslan burcuyum.
Sabit burçlardan biri yani. (Boğa-Aslan-Akrep-Kova)
Sabitten kasıt mevcut düzeninin dışına çıkınca sudan çıkmış balığa dönenler.
Ben de tam olarak öyle biriyim.
Yeniliğe, yenilenmeye açığım ama temelde alıştığım düzenim değişmeyecek.
Kurduğum düzenden uzaklaşmayacağım.
*
Hayallerimi ilmek ilmek gerçeğe dönüştürdüğüm evlerim mesela...
Bu zamana kadar çok ev değiştirdim.
Ama hepsi sadece benim değil yıllardır kapımdan giren herkesin yuvası, huzuru oldu.
Çünkü ev benim için çok önemli. Mabedim...
Ve bütün arkadaşlarım bilir, ısrar etmekten çoktan vazgeçtiler, kimseye kolay kolay gitmem hele yatıya hiç kalmam. Kalamam.
Güvenli konfor alanı delisiyim anlayacağınız.
*
Kişisel gelişimciler bir türkü tutturdular ya hani; konfor alanınızdan çıkın diye insanları kollarından bacaklarından çekiştirip duruyorlar.
Yav ne münasebet! Bir salın bizi...
Şu huzurlu, güvenli hayatı inşa etmek için ne mücadeleler vermişim, ne zorluklar yaşamışım.
Beni deli mi öptü niçin sürekli macera peşinde koşayım.
Mis gibi tezgahımı kurmuşum. Neden siperi terk edeyim?
Ayrıca pandemiyle birlikte güvenli konfor alanlarının kıymeti daha çok bilindi sanki...
Bir ara bütün dünya eve kapandı ya, hah dedim işte sonunda herkes Öncel oldu!
Şimdi dikkat ediyorum da o boktan dönemin bir tek bu hayrı olmuş gibi.
İnsanlar evinin kıymetini bildi.
*
Ama ben iklim diyordum.
Bu değişiklik beni çok yoruyor diyordum.
Bir türlü kış uykusuna dalamayan ayılar gibi çok huzursuzum.
Bir lodos tuttu bizi bırakmıyor.
Aralık ortası oldu hala kış görmedik.
Resmen iklim jet lag’i yaşıyoruz.
İnsanı, hayvanı, toprağıyla şaşkın ördek gibiyiz.
*
Ben size söyleyeyim kardeşceğizlerim, bize ayrılan sürenin yavaş yavaş sonuna geliyoruz.
Dinozorları göktaşı toprağa gömdü bizi de bu havalar bozacak.
Zaten bu yapay zeka işi falan da beni çok korkutuyor.
Çeşit çeşit salgın hastalıkların biri bitiyor biri başlıyor.
Uyuz ne ya uyuz ne!
Sene olmuş 2024 biz uyuz konuşuyoruz.
Gribin binbir çeşidiyle boğuşuyoruz.
Bir gözümüz barajlardaki su seviyesinde.
Yakında yüzümüzü yıkayacak su bulamamaktan korkuyoruz.
*
Özel olarak ülkenin durumuna hiç girmiyorum.
Her şey o kadar saçma sapan pahalı ki yeme içme alışkanlıklarımız bile zorunlu olarak değişti.
Taneyle sebze meyve almak, ucuz peynir fiyatı kovalamak, benzini neredeyse bardakla almak istemiyorum ben, istemiyorum.
Havası, suyu, ekonomisi, hastalığı, savaşı, yapay zekasıyla bu yeni dünyayı hiç sevmedim.
Bu kadar köklü değişiklik is-te-mi-yo-rum.
*
Aralık ayında şu yazıyı bahçede yazıyor olmak çok saçma değil mi?
Ve insan rüzgarla kavga eder mi?
Sıcak sıcak esen şu lodosa kafa göz dalmak istiyorum.