Altın madencileri Bergama’dan girdiler ülkemize. Ekolojik emperyalizm, saldırısına Bergama’dan başlamıştı. Bu ekolojik yıkım saldırıları sınırsızca, arsızca alabildiğince hızlı devam etmektedir. Karşı çıkan yöre halkını, mahkeme kararlarını duyan dinleyen yok!
Şimdi de Kozak Yaylası’nda bulunan Türkiye’nin tek doğal fıstık çamı ormanları taş ocağı şirketinin kârları için yok edilecek! Biz yaşama, direnen yaşam savunucularına destek vermezsek destek bu yaşama ihanet projesiyle bin 882 adet çam ağacını kesebilecekler.
Bergama’dan Ayvalık’a kadar uzanan Kozak Yaylası’nda bulunan Türkiye’nin tek doğal fıstık çamı ormanları, Türkiye fıstık çamı üretiminin yüzde 80’ini karşılamaktadır. İşte bu fıstık çamı ormanlık alanı yöredeki bir taş ocağı şirketinin tehdidi altındadır. Şimdilerde 14 hektarlık alanda faaliyet gösteren şirkete granit ocağını 110 hektara çıkarmak için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu kararı verildi. Yöre halkı ve ekolojik yıkımı önlemek için çabalayan bölge halkı karara itiraz etti. Bergama Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Erol Engel, “Çevre Bakanlığı’nı madencilerin yanında değil, doğanın ve halkın yanında yer almaya davet ediyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı’nı da 1. derece tarım arazisi olan fıstık çamlarına sahip çıktığını görmek istiyoruz. Kozaklılar, Bergamalılar, Ayvalıklılar Kozak Yaylası için elini taşın altına koymalıdır. Hangi siyasi anlayışta olursak olalım gün Kozak için birleşme günüdür” ifadelerini kullandı.
Evet, bir taş ocağı şirketinin kârları için yöre halkının geçim kaynağı olduğu gibi ekosistemin de önemli unsuru olan fıstık çamı ormanlık alanı yok edilmek isteniyor! Bir yanda fıstık çamı üretimi ile geçimini sağlayan köylüler bir yanda da taş ocakçılar. Bir yanda yaşam savunucular bir yanda yaşam yıkıcılar!
Sonunda taş yiyeceğiz her halde? Bergama’da altın madeni işleticisi FETÖ’cü Akın İpek’in kiralık eşkıyalarının ekolojistlere ve çevrecilere attıkları taşları kast etmiyorum. Fıstık çamının 100 gr.’ da bol protein ve mineral vardır. 100 g içinde 45 g doymamış yağ asidi, 31 g protein, 5 g karbonhidrat, mineraller ve su bulunmaktadır. 100 g fıstığın kalori değeri 580 kaloridir. Bileşiminde linoleik asit ve oleik asit vardır. Ayrıca omega 3 ve 6, B ve C vitaminleri, karoten, demir, çinko, potasyum, manganez, fosfor bulunur. Taş ocakçı şirket başarabilir de fıstık çamı ormanlık alanını yok edebilirse yiyeceğimiz onların çıkardıkları taşlar olur artık.
Hani yangın olsa da zarar görse, bu ağaç türü direşkendir tohumlarından yeniden fışkırır var eder kendini. Ama taş ocağı yıkımına karşı koyamaz. Türkiye İspanya'dan sonra en fazla alana sahip ülkedir. En yoğun bulunduğu yöreler İzmir-Bergama (Kozak) ve Aydın-Koçarlı (Mazon) ilçeleridir. İşte bu bölgedeki çam fıstığı ormanlık alanının bu kadar büyük ekolojik ve ekonomik önemi vardır. Bir kilogram çam fıstığının fiyatı aşağı yukarı 500 ile 600 TL arasındadır. Taş ocağı kaç yıl çalıştırılacak ve ekonomik getirisi kime kalacak? Geride bıraktığı ekolojik yıkım da sadece çam fıstığı ormanlık alanındaki ağaçlarla sınırlı kalmayacaktır. Hayvan varlığı, hava kalitesi, doğal bitki örtüsü yok edilecektir. Ayrıca sonsuza kadar halkın yararlanabileceği ekonomik geçim kaynağı da yok edilerek, işsizlik, iç göç, toplumsal, kültürel sorunlar gibi yıkımlara, dertlere neden olunacaktır.
ÇED raporunda taş ocağının faaliyet göstereceği alanın vasıflı tarım alanı olduğu belirtilmiştir. 14 hektarlık alanda faaliyet gösteren taş ocağı şirketinin, granit ocağını 110 hektara çıkarmak için çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporuna olumlu kararı verildi. “Adamakla mal tükenmez” derler. ÇED raporlarında alınacak önlemler de bol kesenden atılır da atılır. Nasıl olsa bu rapora uyulup uyulmadığını denetleyen yoktur.
Bu alan, 10 kattan daha fazla genişleyecek olan taş ocağının Aşağıcuma Mahallesi’ne sadece 780 metre uzaklıkta olması da ayrı bir sorundur.
Yöre halkıyla birlikte her bir ağacı savunacağız diyen Bergama Çevre Platformu’ndan Erol Engel şu ifadeleri kullandı: “Bu ağaçların oradaki ekosisteme verdiği değer parayla ölçülecek değil. Özellikle son 10 yıldır çam fıstıklarındaki hastalıklardan ötürü bölgede bir yoksullaşma var. Her iki köye de çevre il müdürlüğü yetkilileri geldi, toplantılar yaptırılmadı fakat Çevre Bakanlığı yöre halkının bu iradesine rağmen ÇED olumlu kararı verdi. Yasal itirazımızı 10 gün içerisinde gerçekleştireceğiz.”
Onları yalnız bırakacak mıyız? Taş ocakçılarının kâr hırslarından mı yanayız yaşamın sürdürülmesinden mi? Eylemlerimiz seçimimizin hangi yönde olduğunu gösterecektir.