Kadifekale İzmir’in önemli bir tepesi. Arkeolojik kazılar, kamulaştırma, mahalle sakinlerine yeni konut yapıp taşıma çabaları on yıllar sürdü. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer bölgeye hareketlilik getirmek için orada üretici pazarı projesi başlattı. Umarım önümüzdeki birkaç yıl içinde orası sadece İzmirlilerin değil, yerli ve yabancı turistlerin de uğrak noktası olur. Bu arada var olan etkinliklerin çeşitlendirilmesi de gerekiyor.
İzmir kenti tarihte Smyrna olarak adlandırılıyor. Bayraklı semtinin zamanında denizle birleştiği yerde kurulmuş. Daha sonra Pagos tepesi dediğimiz Kadifekale’ye taşınmış.
Şimdi bize düşen Kadifekale’yi yeniden tarihteki önemli konumuna dönüştürerek gelen konuklara bölgenin zenginliğinden örnekler vermek.
Geçen yıl bir yazımda Büyük İskender’in İzmir’e gelmemesine karşın, komutanına talimat vererek Kadifekale’yi inşa ettirdiğinden söz etmiş ve birçok yolun onun adıyla anıldığından söz etmiştim, Yazının yayınladığı tarihin (İZ gazete 29.11.2019) haftasında bir okurumdan açıklama geldi. Okurum diyorum ama sevgili bir dostumuz, açıklaması da hem bilgilendirme, hem de düzeltme şeklindeydi. Bugün, yarın diyerek aylar geçti. Araştırmadan yazmak da olmazdı. Şimdi tarihi bilgisi engin, turizm rehberliği yapan, avukat, dünya seyyahı Faik Erdoğan’ın yazdıklarına gelelim;
“Her ne kadar söylence - efsane, mit, legend- olma olasılığı var ise de Büyük İskender'in İzmir'e gelmiş olma olasılığı çok yüksektir. Çünkü” diyor ve ünlü antik dönem tarihçisi Pausanias’a gönderme yapıyor. Büyük İskender milattan önce 323’ye öldü. Pausanias’ın doğumu milattan sonra 110 yılında. Doğduğu yer Lidya, yani batı Anadolu. Lidya’nın başkenti de bugün Ahmetli’de olan Sart Harabelerinin bulunduğu yer. Pausanias coğrafyacı, gezgin tarihçi olarak birçok yeri gezmiş. Anadolu, Suriye, Filistin, Mısır, Makedonya, Yunanistan ve Arnavutluk ve İtalya’nın bazı bölgelerini gezip kitaplaştıran Pausanias İzmir’le ilgili olarak diyor ki:
“İskender, Pagos Dağı'nda avlanıyordu ve av bittikten sonra Nemesislerin bir kutsal alanına geldi ve orada kutsal alanın önünde bir kaynak ve suyun üzerinde büyüyen bir çınar ağacı buldu. Çınar ağacının altında uyurken, Nemesisler rüyasında kendisine bir şehir kurmasını ve eski şehirden Smyrnalıları oraya götürmesini emrettiği söylenir.”
Nemesis intikam tanrıçası, iyiyi ödüllendirir, kötüyü cezalandırır. İskender’in rüyasından ikin tanrıça vardı ve o dönem için bir ilkti. İskender’in ölümünden sonra komutanları Pagos’ta yeni kentin kuruluşunu tamamladılar ve İzmirlileri tepeye taşıdılar.
Pausanias’ın “Yunanistan’ın Tanıtımı” (Description of Greece) adlı 6 ciltlik eseri 1898 yılında Londra’da yayınlandı. Her ne kadar yukarıdaki ifadeler başkalarının notlarıyla desteklenmiyorsa da, Pausanias’a itiraz da edilememiştir. Zaten Roma döneminin Smyrna ile ilgili sikkelerinde ikiz Nemesisler ve Büyük İskender tarifi insanları etkilemektedir. Faik Erdoğan bunu şöyle vurgulamış:
“İzmir turları yaptığım günlerde yabancı konuklarıma önce Mount Pagos'u (kadifekale) anlatır, sonra da İzmir Arkeoloji Müzesi (fuardaki) bu dünya güzeli antik Roma parasını (nümismatik bölümünde) gösterirdim.”
Sözün özü, Büyük İskender’in efsaneye uygun olarak Kadifekale’de bir pınarın başındaki ulu çınarın gölgesinde uyurken gördüğü rüya ile bugünün Kadifekalesini inşa ettirip halkı oraya taşıtması Batı ve Doğu âleminin hayranlık duyacağı bir efsanedir.
Bana düzeltme fırsatı veren dostum Erdoğan’a teşekkür ediyorum. İlkbaharın başında motosikletle Bolivya, Uruguay gezisine gidip, pandemi nedeniyle aylarca orada kalıp, sonra bir Hollywood filmindeki gibi kurtuluşu var ki, inanılmaz. Aynı zamanda İtalyan pasaportu da olduğu için Türk konsolosluğundan İtalyan konsolosluğunu arayın denmesinin ardından, İtalyanların ona neden Türklere gitmiyorsun demeden, bir operasyonla Türkiye’ye getirdiklerini duymak unun adına sevindiriciydi. Ancak bizimkilerin bir kısmının yurtdışında Türklere hizmet etmemekte direndiklerini duymak da hüzün verici.
Büyük İskender’in rüyası ile Pagos tepesine kurulan kent şimdi pandeminin bitmesini bekliyor.